« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 May

2009

33 eri nasıl şehit ettiklerini anlattı

01 Ocak 1970

Şemdin Sakık'ın koruması 33 eri nasıl öldürdüklerini anlattı. İşte insanın kanını donduran itiraf...

PKK terör örgütünün dağ kadrosunda bulunan ve Şemdin Sakık'ın yakın korumalığını yaptığını söyleyen Erdal Ukuş, şok açıklamalarda bulundu.

Bitlis'in Güroymak ilçesine bağlı Yamaç köyünde 2 odalı bir toprak evde eşi ve 2 çocuğuyla beraber yaşayan 31 yaşındaki eski PKK bölge komutanı Şemdin Sakık'ın 3 yıl korumalığını yapan Erdal Ukuş, 1991 yılında Manisa'nın Salihli ilçesinde terör örgütü PKK'ya katıldı. Örgütte 4 yıl kaldıktan sonra tekrar Manisa'nın Salihli ilçesine gidip güvenlik güçlerine teslim olan Ukuş, Diyarbakır'da 2.5 yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. PKK terör örgütünün içerisinde kaldığı 4 yıllık sürede yaşadıklarını şok sözlerle anlatan Ukuş, "1991 yılında terör örgütüne katıldım. Burada 4 yıl kaldıktan sonra teslim oldum. Örgütte bulunduğum süre içerisinde Van'ın Bahçesaray ilçesinde eğitim gördüm. Eğitimin ardından PKK'nın en büyük bölge sorumlularından olan Şemdin Sakık'ın korumalığına kadar yükseldim. Semdin Sakık'la bire bir birçok eyleme katıldım. En büyük eylemlerimizden biri de Bingöl ve Elazığ arasında bulunan 33 askerin şehit edilmesi olayıydı. Bu olaya gitmeden önce Şemdin Sakık'a gelen bir telefonda, 'Devlet ve örgüt arasında ateşkes imzalanmış. Bu 33 asker Bingöl'den geçecek. Bunların önünü kesin ve hepsini öldürün' dendi. Bize o gün şırıngalarla ilaç verildi. 22 kişilik bir grup Muş'tan çıkıp Bingöl'e gittik, burada askerlere pusu kurduk. Gelen askerleri iki taraflı taradık çoğu o anda öldü, ölmeyenleri ise Şemdin Sakık bizzat kafalarına sıkarak öldürdü" dedi.

Yaşadığı en çarpıcı olayın ise örgütte birçok Ermeni'nin bulunması olduğunu anlatan Erdal Ukuş, "Kürt meselesi olarak girdiğimiz ve eğitimlerimizde hep bağımsız Kürt devleti kurmayı hedeflediğimiz örgütte Ermenilerin oluşundan kimsenin haberi olmazdı. Şemdin Sakık başta bize, 'Örgütte tek bir Ermeni yok. Bu sadece Kürt meselesidir. Kürdistan'ı kurma çabalarıdır' diyordu. Bizleri kandırıyordu. Girdiğimiz bazı çatışmalarda öldürülen arkadaşlarımıza baktığımızda çoğunun sünnetsiz olduğunu gördük. Tuttukları günlük ve not defterlerine de baktığımızda tamamı Ermenice yazılan yazılardı. Şemdin Sakık ve komutanlara söylediğimizde ise, 'Kimse eğer içimizde Ermeni olduğunu duyarsa sizleri öldürürüz' diye tehdit ettiler bizi. En çok üzerinde durdukları konu ise örgüte yeni katılan elemanların kesinlikle örgüt içerisinde faaliyet gösteren Ermenilerin olduğunu duymamalarıydı. Bu konuda uyarılırdık.

Eğer, 'Duyarlarsa siz de ölürsünüz' diyorlardı. Çatışma anlarında bizimle gelen örgüt içerisinde bulunan birçok şahıs bize açıkça söylüyordu. 'Biz sizi kandırıyoruz ve kullanıyoruz. Bizim verdiğimiz bu dava tamamen Ermenistan içindir. Bizim burada kalan mallarımız ve topraklarımız var. Biz bunun davasını veriyoruz' diyorlardı. Biz tartışınca suçlu oluyorduk. Komutanlar bizi suçluyorlardı" şeklinde ifadelere yer verdi.

Ukuş, örgütü ekonomik olarak güçlenmek için haraç topladığını ve uyuşturucu ile geçimini sağladığını belirtti. Ukuş, PKK'nın bir terör örgütü olduğunu yapılan eylemlerden anladığını da sözlerine ekleyerek, "Eğer yanlış hatırlamıyorsam, Şemdin Sakık'a gelen telefon içeriden ve üst düzeyde bir yerden geldi. Bu telefonun ardından 33 asker şehit edildi. Bu bile bir oyundu. Oyun sonucunda biz kullanıldık. 33 asker şehit oldu. Birileri ise sefasını yaşadı. Gittiğimiz her köyde Türk, Kürt, çoluk çocuk demeden herkesi katlettik. Biz, 'Kürtleri bırak niye çocukları öldürüyoruz?' dediğimizde, 'Onlar köy korucusu olan insanların çocuklarıdır. Öldürülmeleri lazım. Eğer öldürmezsek onlar da yarın babaları, aileleri gibi bize karşı olacaklar. Bizimle çatışacaklar. Hepsinin ölmesi lazım' diyorlardı. İşte bunların hepsini yaptık. En sonunda anladık ki yanlış bir dava uğuna halkımızı da kendimizde ülkemizi de perişan ettik. Ama çok geç anladık. Bir Ermeni davası için savaştık, kullanıldık. Şimdi döndük evimize geldik" diye konuştu.
Hapisten çıktıktan sonra eşi ve 2 çocuğu ile perişan bir halde 2 odalı bir toprak evde yaşamaya çalıştıklarını, herhangi bir geliri olmadığını anlatan Erdal Ukuş, "Eşim Fikriye (31) küçükken temizlediği silahın ateş alması sonucu yaralanıyor. O günden bu güne vücudunda kalan 40 kadar saçma var. Onları bile çıkaramadık. Eşimi hiçbir sosyal güvencem olmadığı için hastaneye götüremiyorum. Eşim günden güne eriyor. 2 tane çocuğum Gülistan 4, Helin ise 3 yaşında. Bunlar da hasta. Ne gösterecek param var, ne de bir sosyal güvencem. Yeşil kart için müracaat ettim, sabıkam var diye vermediler. Hangi kapıya gidip iş istediysem sabıkamdan dolayı kovuldum. Kapılar yüzüme kapandı. Perişan haldeyim. Devletten yardım istiyorum" şeklinde konuştu.

Ukuş, PKK'lı teröristlerin evine geldiğini ve kendisini tekrar dağa davet ettiğini belirterek, "Teslim olduktan sonra cezamı Diyarbakır'daki cezaevinde çektim. Daha sonra da köyüme geldim. Evlendim. Çocuklarım oldu. Sonra askerliğimi yaptım. Örgütten birkaç kişi ilk günlerde evime kadar geldi. Kendileri ile görüştüm, ne istediklerini sordum. Bana örgüte dönmemi, dönmem halinde herhangi bir ceza çekmeyeceğimi söylediler. Ancak ben dönmeyeceğimi, kendime yeni bir hayat çizdiğimi söyledim. Güvenliğim açısından zor durumdayım. Köyümde koruculuk yapmak istedim. Ancak bana, 'Korucu olamazsın' denildi. Şimdi ne yapacağımı şaşırdım. İşsiz ve aşsız kaldım. Bana yardım eli uzatılsın istiyorum. PKK'ya bulaşanın kurtulması zor oluyor. Gençlere tavsiyem ise sakın ama sakın örgnrsa sizleri öldürürüz' diye tehdit ettiler bizi. En üz' diye tehdit ettiler bizi. Enüt illetine bulaşmasınlar. Bulaşanlar ya ölür ya da kurtulamaz. Benim gibi perişan olurlar. Size ev, iş, para gibi vaatlerle yanaşırlar. Ancak bunların hiçbiri olmaz. Sonuçta perişan olup kalırsızınız" diyerek sözlerini tamamladı.

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 128,51 M - Bugn : 11667

ulkucudunya@ulkucudunya.com