« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Ağu

2021

Can pazarı

Hakan Gülseven 01 Ocak 1970

Her şeyi geçtim, canımız ucuzladı. Evet, Türkiye'de insan canı değerini kaybetti.

Dolar yükseliyor, avro yükseliyor, insan canının değeri düşüyor.

Öyledir bu işler.

Misal, Avrupa'da, Amerika'da, Kanada'da falan bir felaket olduğunda, insanlar hayatlarını kaybettiğinde büyük haber olur medyada.

Halbuki Afrika'da, Hindistan'da, Afganistan ya da Irak'ta o felaketler vakayı adliyeden sayılır. Haber değeri taşımaz. İnsanların onar yüzer ölmesine alışmışızdır buralarda.

İşte Türkiye artık öyle bir yer haline geldi...

Geçtiğimiz hafta Balıkesir yakınlarında bir otobüs şarampole uçtu. Efetur firması yola çıkması yasak olan, yorgun şoförü zorla sefere çıkardı.

Sonuç? 15 vatandaşımız hayatını kaybetti. 14 de yaralı vardı. Akıbetlerini bilmiyoruz.

Ölen insanlar bir sayıdan ibaret algılanmaya başladı bizim memlekette. Bu ne kadar uğursuz bir durum...

Her insan bir hikayedir oysa. Vakitsiz ölümler ise çok can yakar.

Ayvalık'tan tıp fakültesi öğrencisi gencecik bir kızımızı kaybettik biz o kazada.

Ailesinin, yakınlarının acısının yerine ne koyabiliriz şimdi?

Çocuklarını kaybedenler her gün acıya uyanır. O acı ömür bitmeden dinmez.

Her şeye ceza yazmakta pek maharetli devlet, insan hayatını doğrudan ilgilendiren otobüs firmalarını, şoförlerin sefer sayılarını denetlemekte hep "ihmal" halindedir.

Pandemi dolayısıyla patronlar çok para kazanamamıştır çünkü.

O otobüsün şoförünün kendi kardeşine yazdığı mesajlar ortada. "Beni zorla sefere yolluyorlar" diyor.

15 kişi ölüyor. Efetur patronuna hiçbir şey olmuyor. Hiçbir şey!

Hayatlarımız harcanıyor böyle.

Cühela takımı bütün dereleri yandaşlara dağıtmış, tabirimi mazur görün, dandik HES'lerle dolmuş her taraf, yandaşlar elektrik üretip garantili garantili, yüksek fiyattan bize satıyor, yağmur yağdığında baraj kapakları patlıyor, belki de açıyorlar, bilmiyoruz, aşağı vadide insanlar ölüyor!

İkiz çocuklarını kaybetmiş o anneyi gördünüz mü? Türkiye'nin standardı işte o annenin acısıdır.

İnsan hayatının ucuz olduğu topraklar böyledir.

Bir gün sel olur, bir gün ormanlarımızı kaybederiz. Her gün canlarımızı kaybederiz.

Ölümler kanıksanır. Bir süre sonra haber bile olmaz.

Hiç kimse sorumlu da tutulmaz.

Hiçbir "sorumlu" olmadığı için utanıp istifa eden birileri de olmaz.

Bir bakan, iki ayrı gün, iki ayrı açıklama yapar, yüzü bile kızarmaz...

Bizim ise hesap sorabileceğimiz tek bir mekanizma bile yoktur.

Memleket gözümüzün önünde memleket olmaktan çıkar, leş gibi bir yere dönüşür, dişimizi sıkmaktan dişlerimiz kırılır...

Kusura bakmayın, sizin de canınızı sıktım ama bu işin sonu nereye varacak bilmiyorum. Umarım bir çıkış yolu buluruz...

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,93 M - Bugn : 24963

ulkucudunya@ulkucudunya.com