« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

28 Eyl

2020

Ali Nihad Tarlan

Günay Kut 01 Ocak 1970

Dağıstanlı bir ailenin çocuğu olarak İstanbul Vezneciler’de doğdu. Dağıstan’ın zenginlerinden olan dedesi Pullu Hacı Ali Efendi Erzurum’a göç etmiş, babası Mehmed Nazif Bey orada doğmuştur. Annesi Ümmühan Hanım’dır. İlk tahsiline babasının Üçüncü Ordu muhasebecisi sıfatıyla görev yaptığı Manastır’da başladı ve Manastır Askerî Rüşdiyesi’ne devam etti. 1908’de babasının Selânik’e tayini çıkınca buradaki Fransız Mektebi’ne girdi, ayrıca Buhûr Efendi adlı birinden Fransızca öğrendi. Babasının 1910 yılında emekli olması üzerine ailesi İstanbul’a yerleşti. Ali Nihad, Koska’daki Burhân-ı Terakkî Rüşdiyesi’ne kaydoldu. Daha sonra Vefa Sultânîsi’ni, aynı zamanda İstanbul Dârülfünunu’na bağlı olarak kurulan lisan şubesinin Farsça ve Fransızca bölümlerini bitirdi (1917). 1920’de Dârülfünun Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. İslâm Edebiyatında Leylâ ve Mecnun Mesnevisi başlıklı doktora teziyle Edebiyat Fakültesi’nden doktora pâyesi alan ilk bilim adamı oldu (1922). Dârülfünun öğrenciliğinde ve doktora çalışmaları sırasında üç yıl Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nde Farsça dersleri verdi. Mezuniyetinden sonra Beşiktaş Sultânîsi’nde Fransızca muallimliğiyle başlayan öğretmenlik hayatı çeşitli okullar ve askerî liselerle Hintliyan (Nor Tbroz), Eseyan, Bezezyan azınlık okullarında devam etti. Kabataş Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmeni iken gerçekleştirilen üniversite reformunun (1933) ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde metinler şerhi doçentliğine tayin edildi. Doçentlik tezi Şeyhî Divanını Tetkik adlı eseridir. 1941 yılında profesörlüğe yükseldi, 1953’te Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü başkanlığına getirildi. Bu arada Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Farsça derslerine de girdi. Çalışkan bir araştırmacı ve otoriter bir hoca olarak önemli eserler verdiği, değerli öğrenciler yetiştirdiği bu yıllarda birçok kitap ve makale yayımladı; katıldığı edebiyat toplantıları ve konferansları ile klasik Türk edebiyatının modern bilim ışığındaki metin şerhine dair önemli hizmetler gördü. 1972 yılında emekli olduktan sonra da çalışmalarını sürdürdü, yeni makale ve kitaplarıyla bilim hayatına katkıda bulundu. Vefatında İçerenköy Mezarlığı’na defnedildi. Halûk İpekten, Mehmet Ali Tanyeri, Gönül Tekin, Harun Tolasa, Günay Kut, Mehmed Çavuşoğlu gibi eski Türk edebiyatı sahasındaki eserleriyle tanınmış isimler onun yetiştirdiği ilim adamlarındandır.

Ali Nihad Tarlan genç yaşta Lamartine ve Alfred de Musset’den çeviriler yapmış, Abdülhak Hâmid’in etkisinde kalan manzum piyesler (Türkün Yemini, Meryem yahut Efsâne-i Sevdâ) yazmıştır. Küçük yaşlarda başladığı şiir denemeleri edebiyatın değişim ve dönüşüm sürecine paralel olarak Servet-i Fünûn üslûbunda soneler, divan tarzında Türkçe ve Farsça gazeller, âşık ve tekke edebiyatı vadisinde koşma ve nefesler, Millî Edebiyat cereyanının etkisinde manzumeler, serbest vezinde şiirlerle devam etmiştir. Hayatı boyunca şiirden ayrı kalmayan Tarlan’ın bu yönü yeterince araştırılmamıştır. Daha gençlik yıllarından itibaren şiirleri ve yazıları Şebab, Servet-i Fünûn, Edebiyat, Gündüz, Gençlik, Fikir ve Sanatta Hareket, Her Ay, Hilâl, İslâm Düşüncesi, Sebîlürreşad, Türk Dili, Türk Yurdu, Büyük Doğu, Mevlânâ, İslâm Medeniyeti, Söz, Ülkü, Bugün, Yeni Asya, Yeni İstanbul, Zafer gibi dergi ve gazetelerde yer almıştır. Divan edebiyatı sahasındaki vukufunu gösteren yazı ve kitapları arasında tasavvufla ilgili eserleri de vardır. Divan şiiriyle ilgili çeşitli şahıslar, meseleler ve metinler üzerine pek çok inceleme ve monografisi yanında metin şerhi üzerine yaptığı ilmî çalışmalarla dikkati çekmiş, bilhassa eski şerh anlayışının yerine şairin psikolojisi, hayatı ve çevresini ön plana alan yeni bir metot uygulamıştır. İyi Farsça bilen Tarlan, İran şairleri ve Türk divan şairleri arasındaki münasebetleri ilk defa mukayeseli şekilde ortaya koymuştur. Sebk-i Hindî üzerine yaptığı çalışmalar ayrıca zikredilmeye değerdir. Türkiye’de tenkitli divan neşretme usulünü ilk deneyen ve yaygın hale getiren de yine odur. Hayâlî Bey, Necâtî Bey, Bursalı Ahmed Paşa ve Zâtî divanları bu yolda yaptığı önemli çalışmalardandır. Emekli olduktan sonra Türk şairlerinin Farsça şiirlerini tercüme yoluyla neşretme gayreti ön plana çıkmıştır. Ali Şîr Nevâî, Yavuz Sultan Selim, Nef‘î, Nâbî ve Nedîm’in eserleriyle Molla Câmî’nin Yûsuf u Züleyhâ mesnevisi bu gayretin ürünleridir. Cumhuriyet döneminde İslâm ve Doğu edebiyatlarıyla ilgilenen az sayıdaki araştırmacıdan biri olan Tarlan, Muhammed İkbal’in bazı kitaplarını Türkçe’ye çevirmiştir. Farsça çalışmaları sebebiyle 1947’de İran Eğitim Bakanlığı’nın takdirnamesi, 1957’de Pakistan hükümeti Sitâre-i İmtiyâz nişanı, 1973’te İran Devleti Nişân-ı Âlî-i Hümâyun’u ve Tahran Üniversitesi’nin Menşûr-i Sîpâs nişanı ile ödüllendirilmiştir. Kültür Bakanlığı tarafından satın alınan kitaplığı Süleymaniye Kütüphanesi’nde Ali Nihad Tarlan bölümünde okuyucuların istifadesine sunulmuştur.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 18761

ulkucudunya@ulkucudunya.com