« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

18 Kas

2018

Emekli Büyükelçi Özülker: FETÖ ile ilgili inceleme daha yeni başlıyorsa, Türkiye kandırılmış demektir

Zafer Arapkirli 01 Ocak 1970

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker Seyr-i Sabah programında, dün akşam Amerikan haber kaynaklarının FETÖ örgütü için ABD’nin farklı adımlar atacağı yönündeki iddialarını yorumladı. Özülker, "FETÖ ile ilgili inceleme daha yeni başlıyorsa, Türkiye kandırılmış demektir" ifadesini kullandı.

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler sürekli olarak gelgitler yaşıyor. Dün akşam Türk medyasına da yansıyan NBC haber kanalı, Trump hükümetinin, Kaşıkçı meselesinde Türkiye'nin Suudi Arabistan üzerinden ABD'ye uyguladığı baskıları azaltmak amacı ile FETÖ lideri Fethullah Gülen'in sınır dışı edilmesinin yolunu açacak federal kanunları incelemeye aldığını duyurdu. Sonrasında bunu yalanlar mahiyette açıklamalar da geldi. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, Seyr-i Sabah programında ABD Başkanı Donald Trump'ın "Benim konuyla ilgili haberim yok, konu incelensin" şeklinde bir emir vermesinin mümkün olmadığını söyledi:

‘TRUMP'IN ‘FETÖ DOSYASINI DOĞRU DÜRÜST İNCELEYİN' DEMİŞ OLMASI İMKANSIZ'

"Gülen'in tutuklanması için hem Beyaz Saray'dan hem de dışişlerinden yalanlama geldi. Ben şahsen böyle bir şeyin olabileceğine inanmadım. Eğer böyle bir şey olsa izaha muhtaç fevkalade ilginç bir gelişme olarak gördüm. FETÖ, 2016 yılından beri gündemde. ABD'de yargıya intikal ettikten sonra bir sürü delil dosyası gönderdik. Trump da bunların içinde yer aldı. Müdahale etmeden yakından izlediğini söyledi. Bütün bunlar varken "benim bu konuyla ilgili haberim yok şunu doğru dürüst incelesinler" diye talimat vermiş olması abesle iştigaldir. Böyle bir şey mümkün değil. Bunu düşünmüş olsa, bugüne kadar hiçbir şeyle ilgisi olmadığını herhangi bir incelemenin yapılmadığı Türkiye'nin kandırıldığı ortaya çıkar. ABD'de Trump'ın af yetkisi var, iade yetkisi var. Şu ana kadarki gelişmelere bakınca inceleme zaten yargı yönünde sürdürülmekte. Trump'ın bunların hiçbir olmamış gibi inceleme kararı verdim şeklinde ortaya çıkmasının aklen kabulü mümkün değil. ABD niçin FETÖ'yü bu kadar ısrarla tutup geri göndermiyor? Tahminimce FETÖ, 1964'ten itibaren onu kullanmıştır. Komünizm ile mücadele için Erzurum İslami Derneği'nin başına getirdikleri Gülen'i yakından tanıyorlar. Bütün bunlarla bakıldığında herhalde onunla ilgili ilginç deliller olabilir. Eğer Türkiye'ye iade edilir konuşmaya başlarsa ABD'yi zora sokar. 15 Temmuz darbe girişiminde CIA'in parmağı olduğuna dair konuşmalar yapıldı. ABD sütten çıkmış ak kaşık değildir. FETÖ'yü de savsaklayıp oyalamaktadır.

‘KAŞIKÇI OLAYINDA MESELELER TAMAMLAYICI DEĞİL'

Kaşıkçı olayıyla bu meseleler birbirini tamamlayıcı nitelikte değil. Başka bir yönden bakarak düşünülebilecek bir durum olabilir: ABD özelikle Brunson iadesinden sonra zaten belirli bir yumuşama içine girebileceğini gösterdi. Fakat üç konu var ki ABD'nin geri adım atması mümkün değil: Fırat'ın doğusundaki ABD mevcudiyeti ve YPG'ye verdiği destek, S-400 füzeleri, ABD'nin Türkiye'yi Rusya'ya karşı kaybetme endişesi. Bu Suriye itibarıyla da geçerli. ABD farklı ülkeleri bir araya getirdi başarılı olamadı. Rusya'ya emanet etti konuyu. Rusya işi Türkiye'ye ahvale etti nasıl olsa çözülemez diye. Türkiye bunu yüzde 80'ler civarında çözdü. ABD'nin yumuşama emareleri var ama bunların hayata geçirilmesi şansı nasıl başarılı olacak o işin farklı yönü. Biz Fırat'ın doğusunu toplarla vurmaya başladık. ABD çekilsin istiyoruz. ABD buradan çekilmez. Burada yetiştirdiği 70 bin kişilik gücü İran ve onların oradaki Hizbullah gücüyle mücadele için kullanacak. Bunu yaparken de Türkiye'yi tatmin etmesi lazım. Yumuşatmak için farklı şeyler kullanıyorlar. YPG ile toplantı yaptıklarını açıkladılar. Acaba 5 bin kişilik sınır muhafızları birliği koyma masaya yatırıldı. Böylece DSG güçlerini güvenli bölgeyi oluşturacak şekilde aşağı çekme konuşuluyor. Bunlar konuşulduğuna göre Türkiye'yi üzmemek gündemde.

Bu arada Hakan Atilla'nın iadesi konusu var. Türkiye'ye yaptırım uygulama üzerine senatoya karar tasarısı sunulmuştu o geri çekildi. F35 için aldıkları kararları geri çektiler sorun kalmadı. S400'e karşı Patriot füzelerini daha ucuza verebiliriz diyorlar. Türkiye'yi kaptırmamak ve ABD menfaatlerine zarar verdirmemek konusu konuşuluyor. Suudi Arabistan'dan yapılmış olan açıklama tatmin edici değil ve izaha muhtaç birçok konu var. Zevahiri kurtarmak gibi adımlar atıyorlar. Herhangi bir şekilde nişanlısı telefon etmemiş olsaydı olay sessiz sedasız kapatılmış olacaktı, kimsenin haberi olmayacaktı. Bu bir insanlık suçudur. Uluslararası hukuka baktığımız zaman Türkiye'nin yapacağı çok fazla bir şey yoktur. Bunu delillendirme konusuna geldiğimizde sorunlar var. Viyana sözleşmesi dokunulmazlık için izin verir ama çok ciddi suç varsa bunun için kapıları açık tutar. Bizde örneği var: Irak zamanı elçilikten ateş açtılar ve iki Türk vatandaşını öldürdüler. Elimizde deliller vardı ve biz de girip suçluları aldık. Tapeler vesairler dinlediğimiz ifade ediliyor. Pompeo'nun ziyaretleri sırasında Türkiye ihtiyatlı bir politikayla uluslararası politikayı arkasına aldı.

Burada üç şey yapabiliriz: Birincisi istenmeyen şahıs ilan edilebilir. Türkiye'nin bunu yapmak isteyeceği konusunda kuşkuluyum. Çünkü suçlu olanların hepsi zaten geri gitti. Cumhurbaşkanımız 18 kişiyi verin biz yargılayalım dedi ama Suudi Arabistan bunu gurur meselesi yapıyor vermez. İkincisi veliaht prensi aklama politikası ABD ve Fransa söylemlerinde ortaya çıktı. Tapeleri dinlemedik dediler sonra dinledik dediler. Burada Selman'ı suçlayacak delil yoktur dendi. Şu sıradaki politika Selman'ı dışarıda bırakıp vahşi cinayeti kendi kanunlarına göre çözmek. Üçüncüsü de şu: Suudi Arabistan rejimi gibi Ortadoğu ülkelerinin hepsinde bu olay sıradan bir vakadır. Orada çok görülen şeyler bunlar. Suudi Arabistan'ı suçlamaya çalışmak, Uluslararası Adalet Divanı'nda çok zor. Bunu götürüp ceza vermek mümkün değil unutulup gidecek gibi geliyor bize. Türkiye başarılı bir iş yapıp kamuoyunu arkasına alıp bu ülkeyi buraya kadar getirmesi bile çok güzel."

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 103,00 M - Bugn : 33772

ulkucudunya@ulkucudunya.com