« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Eki

2018

'Oturun' dendiğinde kim ayakta kalabilir?

Servet Avcı 01 Ocak 1970

Bugün devleti yöneten kadroyu ve iktidar partisinin irili ufaklı bütün yöneticilerini stadyum gibi dev büyükçe bir alana toplayalım...

Nizamî bir şekilde, yüzleri aynı yöne dönük vaziyette, hepsi ayakta, verilecek komutu beklesinler... Komutların hepsi, önce 'cemaat' ve 'hizmet hareketi' dedikleri, sonra da 'haşhaşî', 'paralel yapı' ve 'FETÖ'ye çevirdikleri yapıyla ilgili olacak...

Sonra ilk komut gelsin: "Bir kere bile olsa Pensilvanya'ya giden, giderken yanında 'kalbi ve cebi ısındırılması gereken' iş adamı götüren kim varsa yere otursun!.."

Epeyi Bakan, Milletvekili ve Belediye Başkanı otomatik olarak oturur değil mi?

Ayaktakilere yeni bir komut gelsin: "Bir kere bile olsa Abant toplantılarına katılan, fikirleriyle Abant'ta veya ilgili yapının yayın organlarında katkıda bulunan kim varsa onlar da otursun!.."

Ayaktakilerden hatırı sayılı miktarda azalma olacaktır!..

Ardından üçüncü komut gelsin: "Banka açılışlarına katılanlar, talimatlı veya talimatsız para yatıranlar, buradan 'uygun kredi' kullananlar, ayakta kalmayın siz de oturun lütfen!.."

Ayaktakiler azaldıkça yeni komutlar gelsin:

"Şehirleri parsel parsel verenler, kamudan alacaklı müteahhitlere zorla himmet verdirenler!.."

"Devleti yönetenlerle o yapı arasındaki ilişkiyi eleştirenlere hakaret edenler, kumpas kuranlar, yargılayanlar, yargılamaya çanak tutanlar!.."

"Türkçe Olimpiyatları'na katılıp övgüler düzenler, ağlaya ağlaya birbirine sarılanlar!.."

"En küçük bir rahatsızlıkta şifa dileme yarışına girenler, teşekküre mazhar olanlar, sırtı sıvazlananlar, kendilerine kitap yazdırılanlar!..

Bunlar da oturtulduktan sonra hâlâ ayakta kalanlara yeni komutlar gelsin:

"Soruların çalındığı kurumların başında olanlar, soruları çaldıranlar, "Sorular çalınıyor" diyenleri şerefsizlikle suçlayanlar!..

"Çözüm sürecinin halkla ilişkiler faaliyetlerinde birlikte hareket edenler, akademik dayanışma içine girenler, sizi de çok beklettik, siz de oturun!.."

TSK'ya kumpas kurulurken, Kozmik Oda'ya girilirken, "Devlet bağırsaklarını temizliyor" diyenler, yol verenler, lobicilik yapanlar!.."

O koca alanda, bütün bunlar sayıldıkça yere oturanlardan sonra ayakta kaç kişi kalır acaba, kaç kişi? Halen Türkiye'yi yönetenler arasında, 'Ne istedilerse verenler'i tek tek oturttukça final sahnesinde kaç kişi alnı açık bir şekilde "Ben varım" diye ayakta kalabilir?

***

"Vay ben bilmiyordum" diyerek herkesin kendi özel durumuna göre uydurduğu 'milat'ların hukuk devletinde bir karşılığı yoktur, pişkinlik ve teselli edebiyatından ibarettir...

Bunun adı 'suç ortaklığı'ydı... Bu suç ortaklığının doğurduğu karmaşa ortamında binlerce masum araya gitti... Parmak izi olanlar hâlâ devleti yönetiyorlarken, kimisi 'metal yorgunu' dümeniyle kenara alınmış ama özgürlüğüne dokunulmamışken, anaları babaları ister suçlu olsun ister suçsuz, kendileri masum olan bebeklerin cesetleri sahillerden toplanıyor...

Bunun adı 'mücadele' olamaz... Bu tutum, yığınla problemi olan ülkemizde orta vadeye yönelik 'kin' ve 'öfke' biriktirir sadece...

Haklarında 'beraat veya takipsizlik' kararları olan memurların ait oldukları görevlere dönememiş olmasını hangi gerekçeyle izah edebiliriz? Bunların kimisi iftiraya uğramış, kimisi yanlışlık kurbanı, kimisi çekememezlik... Bazıları ise, davaları sulandırmak, başka kesimleri de bu işin içine çekerek kargaşa ve toz bulutu yaratmak isteyenlerin üstün marifetleri sonucu mağdur oldu...

2 yıldan fazla zaman geçti ve devlet bu yaraları kapatabilmeliydi artık... İnsanların hem ekmeğinden olması, hem de çevrelerinde oluşmuş olumsuz algılardan kurtulması sadece ve sadece devletin adaleti sağlamasıyla mümkün...

Adalet duygusu aşındıkça kaybeden sadece bu insanlar değil, maalesef devlet olacak...

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,80 M - Bugn : 7753

ulkucudunya@ulkucudunya.com