« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

16 Eyl

2018

Faizin etkisi geçicidir

Esfender Korkmaz 01 Ocak 1970

Para Politikası Kurulu politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını tahminlerin üstünde, 6.25 puan artırarak, yüzde 17,75'ten yüzde 24'e çıkardı.

Kurul iç talepte gerilemeye rağmen, enflasyonda artma riski olduğunu belirterek "Fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırmaya karar verildiğini'' de açıkladı.

Karardan sonra döviz kurlarında gerileme oldu. Faiz artışının kur üstündeki etkisi bir süre devam eder. Ancak uzun sürmez;

1- Artan nominal faizdir. Önemli olan ve etkili olan reel faizdir. Bu sene yıl sonunda TÜFE oranı yüzde 24 olur ve reel faiz sıfıra düşer. Arada faizde yeni bir artış olmazsa başa dönmüş olacağız.

2- Halen 32 günlük mevduata yüzde 27.5'e kadar faiz veren bankalar var.

3- Dün 5 yıllık bono faizi yüzde 26'ya yaklaşmıştı.

4- Bazı bankaların yurt dışı tahvil fiyatlarının piyasada yarı yarıya düştüğü biliniyor.

Bu şartlarda faiz artışı, eğer dış politikada bir şok yaşamazsak 2 veya 3 ay etkili olabilir.

Faizlerin talep ve maliyet üstünde etkileri var.

İstikrarlı bir ekonomide yüksek faiz talep artışını kısıtlar. Çünkü yüksek reel faiz varsa tüketimin maliyeti artacaktır. Ne var ki yüksek enflasyonda TL'den kaçış olduğu için, bu defa dolara ve altına talep artar. Kur artışı devam eder. Kur artışı da, üretimin ithal mallarına bağımlı olması nedeni ile, üretim maliyetlerini artırır ve sonuçta bu artış enflasyona yansır.

Öte yandan yine yüksek reel faiz, üretim maliyetlerini de artırır. İşletme kredilerinde faizlerin yüzde 40 oranlarına kadar çıktığı anlaşılıyor. Kredilerde yüksek reel faizde elbette üretim maliyetlerini artıracaktır ve enflasyona yansıyacaktır.

Kaldı ki kur sorununun temelinde, piyasaların ve iktisadi ajanların Hükümete ve Merkez Bankası'na güven sorunu ile ekonomik istikrar sorunu yatıyor. Faiz artışı bu temel sorunları çözemez. Benzetme yaparsak faiz sivrisinekleri öldürür ve fakat bataklığı kurutmaz.

Çözüm için tüm politika araçlarının birlikte ve koordineli olarak bir istikrar paketi içinde kullanılması ve bir istikrar programı hazırlanması gerekir.

Sermaye için ve piyasa için kaybolan güveni yeniden oluşturmak lazım. Bunun için de Avrupa Birliği Hukuk ve Demokrasi standartlarını oluşturmak, oluşturulacağına dair güven vermek gerekir.

Küçük tasarruf sahiplerinin finansal yatırım araçları, döviz, faiz, borsa ile uğraşmasını önermem. Dolar karşısında TL yüzde 40 daha düşüktür. Bir dış şokla veya dış borçlarda temerrüt olursa ani artışlar tekrar yaşanabilir. Buna karşılık hükümet işi ciddiye alır ve bir istikrar programı yaparsa, bir de IMF'ye giderse, tersine TL artabilir.

Borsa zaten tamamıyla spekülatif bir alana dönüştü. Kumar masası gibi. Küçük tasarruf sahibini çarpar.

Altın çok uzun dönemde değişir. Ancak dünyada dolara tepki arttığı için üç-beş yıl daha değerli kalacaktır.

Gayrimenkul ve konut fiyatları biraz daha düşebilir. Ancak yine de enflasyona yenilmeyen tek yatırımdır. Kaldı ki üç sene sonra yeniden artacaktır.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,82 M - Bugn : 22023

ulkucudunya@ulkucudunya.com