AKP'nin bilinçaltı yöntemleri!
Arslan Bulut 01 Ocak 1970
Eski manken ve oyuncu Yaşar Alptekin, Posta'dan Oya Çınar'a "Ben de FETÖ'cüydüm. 2004-2008 arası onlarlaydım. Türkiye'nin yüzde 70'i kandırıldı. Şimdi Menzil Cemaati ile birlikteyim" diye açıklamalar yaptı.
Bu açıklamanın yayınlandığı gün, basında Menzil Tarikatı şeyhi Abdülbaki Erol'un torunu Seyyid Abdulbasid El Hüseyni'nin tahta oturmuş fotoğrafları tartışılıyordu. Odatv, fotoğrafların, Hüseyni'nin nişan ve düğün törenlerinde çekildiğini duyurdu.
Yine aynı gün, "AKP'nin fetva emini" diyebileceğimiz Hayrettin Karaman, Elmalılı Hamdi Yazır'dan alıntı yaparak "Her şeyden önce İslâmiyet ruhbanlık esâsına dayanan rûhânî reisliği hiçbir zaman kabûl etmemiştir" diyordu.
***
Peki İslam dininin gerçeği buyken, neden Müslümanlar "Hocaefendi", "şeyh" gibi sıfatlar verilen insanların peşinden gitme ihtiyacı hissediyor?
Bu durum, sadece dini alanda değil, siyasi arenada da böyle! Vatandaşımız, siyasi partiye ve liderine adeta iman ediyor!
İşte, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "Bizim bu milletle kurduğumuz ilişki bir gönül ilişkisidir, bir kalp ilişkisidir. Bir sevda, bir aşk ilişkisidir" diyor ve ekliyor:
"Biz bu milleti, bu milletin değerlerini bu milletin medeniyetini, kültürünü, adamlığını, iyiliğini, merhametini yaşatmak için kendimizi feda etmiş fedaileriz. O yüzden Tayyip Erdoğan'ı çok seviyoruz. O yüzden Tayyip Erdoğan ile yol yürümekten, onun peşi sıra gitmekten büyük bir onur ve gurur duyuyoruz."
***
AKP'de bu söylemler, "uygun kelime ve kavramları kullanarak bilinçaltına hitap etmek" şeklinde ve bir program gereği sürdürülüyor. Zira Atatürk'ün 1914't söylediği gibi inanca dönüşmüş bir fikri sarsmak için başka mantıkların, başka yargılamaların hükmü yoktur.
AKP kurmaylarının, 2019 seçimleri için şimdiden seçmenin bilinçaltında bir "Tayyip Erdoğan mitolojisi" kurmaya ve bu sayede AKP iktidarını devam ettirmeye yönelik bilimsel yöntemler kullandığı anlaşılıyor!
Bu oyunu bozmadan, hiçbir parti AKP ile rekabet edemez!
26 Ağustos Malazgirt zaferi ile 15 Temmuz'u kıyaslamaları, Öznur Çalık'ın, "Lider millet buluşmasıyla 15 Temmuz millî irade zaferine dönüştü" demesi, Hakan Çavuşoğlu'nun, "Sayın Cumhurbaşkanımızın da sıklıkla ifade ettiği gibi biz sendelersek, AK Parti sendelerse Türkiye sendeler" sözleri, Bekir Bozdağ'ın Türkiye'ye yönelik düşmanlıklardan bahsederek "Eğer Türkiye, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, önündeki 10 yılı da tamamlarsa 'Türkiye'yi artık kontrol edemeyiz' korkusundan dolayı bunu yapıyorlar. Bu millet kendisine kuklaları baş seçmez, kendi içinden baş çıkarır. Kurtuluş Savaşı yıllarında kendi içinden Atatürk'ü çıkarıp nasıl peşine düştüyse bundan sonra da kendi içinden lider çıkarır, kendi içinden baş çıkarır ve onun arkasına düşer" propagandası yapması, hep bu amaca dönüktür.
Atatürk ile Tayyip Erdoğan'ı eşleştirmeye çalışmak ne demektir?
Şanlıurfa'daki misafirperverliğini unutmadığım Ahmet Eşref Fakıbaba da "Bizi ayırmaya çalışıyorlar. 'Kürt, Zaza ve Arap' diye başaramayacaklar. Çünkü Allah'a şükür bizler inanmış insanlarız ve Müslümanız. Allah'ın izniyle AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan olduğu müddetçe bizi kimse ayıramaz." diyor!
Bu mantığa göre Tayyip Erdoğan olmasa yanmışız!
***
Fakat son tahlilde Bekir Bozdağ'ın Türkiye'ye saldıranları kastederek ifade ettiği gibi "Hesabınızı nasıl yaparsanız yapın, bu millet çarpmayı çok iyi bilir, çarptı mı götürür adamı."
