« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

21 Eyl

2015

Gazetelerin basıldığı ülke

Can Dündar 01 Ocak 1970

Türkiye’de basına baskıların tarihinde ilk doruk noktası 1945 tarihli Tan matbaası baskınıdır.
Tan baskınının belgeselini hazırlarken baskına gidenler arasında Süleyman Demirel’in de bulunduğunu öğrenmiştim.
Kendisine sormak lazımdı.
Fikret Bila’ya rica ettim; o sordu.
“Evet” dedi Demirel; “Tan baskını sırasında oradaydım. O zaman antikomünizm çok revaçtaydı ve o havadan etkilenmemek mümkün değildi. Olaya katıldım. Ama elebaşı değildim.”
Biliyor musunuz; o belgesel sırasında bir başka gerçek daha ortaya çıktı:
Matbaa basılırken Turgut Özal da oradaydı.
Türkiye’nin demokrasiye geçmesinin hemen arifesinde gerçekleşen bir matbaa baskınının iki cumhurbaşkanı çıkarmış olması garip değil mi?

Tan’dan Hürriyet’e
Son Cumhurbaşkanı o ilk baskında hayatta değildi, ama son baskını tetiklemek ona kısmet oldu.
Matbaa baskınlarından cumhurbaşkanı yetiştiren Türkiye, 70 yılda, Cumhurbaşkanı’nın hedef göstermesiyle gazetelerin basıldığı bir ülke durumuna geldi.
Baskın kadar vahim olan şey, medya kurumlarının suskunluğu, hatta teşvikçiliğiydi. Merkez medya baskını görmezden gelmeyi tercih ederken, yandaş medya neredeyse alkış tuttu. Yarın kendi başına gelebileceğini unuttu.
Cumhuriyet, önceki hafta İpek Koza Grubu baskınında olduğu gibi Hürriyet baskınında da basın özgürlüğünün safında yani Hürriyet’in yanında durdu.
Hem sayfalarımızda baskın haberlerine geniş yer vererek, hem Hürriyet’i ziyaret ederek, bu barbarlığa karşı tavır aldık.
Ve her zamanki gibi özgür medya için dayanışmanın önemini vurguladık.

Sarsıcı bir hafta
Geçen haftaya Dağlıca’nın kanlı bilançosunu bekleyerek başladık.
Bir yandan da gözümüz kulağımız Cizre’deydi.
Adeta iki bıçak birbirine sürtünerek daha keskin hale getiriliyordu.
Hafta boyunca hem Dağlıca ve Iğdır saldırılarının yıkıcı sonuçlarını ve şehit cenazelerini, hem de Cizre kuşatmasını ve HDP’lilerin yürüyüşünü izledik.
PKK saldırılarından ve HDP baskınından sonra bir iç savaş provasını andıran ırkçı tırmanışı yansıttık.
Saldırganlara kapı açan polisleri, jandarma barikatını aşamayan bakanları, cenazelerden yükselen tepkiyi verdik.
Türkiye’de ilk kez karşılaştığımız bu manzaraları görmezden gelen gazetelere hayret ettik.
Ama onlara aldırmadan bildiğimiz yolda yürümeye, gizlenmek isteneni yazıp çizmeye devam ettik.
Mahmut Oral Cizre’den, HDP’lilerin yürüyüşünden, sıcak bölgeden yolladığı haberlerle haftaya damgasını vuran muhabirimiz oldu.
Ve başta Emine Kaplan olmak üzere Ankara büromuz, gerek kongreye giden iktidar partisi içindeki kaynamayı ilk elden ve en ayrıntılı şekilde vererek, gerekse kongreyi herkesten erken, ustaca değerlendirerek övgüyü hak etti.
Hepimize iyi haftalar.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,82 M - Bugn : 23500

ulkucudunya@ulkucudunya.com