« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

15 Haz

2015

Devletin başına kim gelmiş olacak?

Arslan Bulut 01 Ocak 1970

Tayyip Erdoğan, seçim sonuçları belli olduktan sonra ortaya çıkmadı ve yüzünün son şeklini kimseye göstermek istemedi ama Cumhurbaşkanı olduğunu hatırlayarak, yazılı bir mesaj yayınladı. Erdoğan, “Seçim sonrasında başlayan bu yeni süreçte, ülkemizdeki istikrar ve güven ortamının, demokratik kazanımlarımızın korunması için tüm siyasi partilerin gerekli hassasiyeti göstermeleri, sorumlu bir davranış sergilemeleri büyük önem arz etmektedir” diye bir açıklama yaptı...

Hangi kazanımlardan söz ediyor bilmiyorum. Yargısı, ordusu, polisi, eğitim camiası önce cemaatin sonra AKP’nin insafına terk edilerek darmadağın edilmiş bir Türkiye’nin kazanımları nedir acaba?

* * *

Siyasi partilerin “sorumlu” davranabilmesi için de önce Cumhurbaşkanı’nın sorumlu davranması gerekirdi. Erdoğan, herhalde Anayasa’daki Cumhurbaşkanlığı’nın siyasi sorumsuzluğunu yanlış anladı ve seçim boyunca AKP’yi desteklemek için miting yaptı, muhalefete ağır eleştiriler yöneltti. Oysa “Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim” diye yemin etmişti.

Yine Anayasa’ya göre “devletin başı” sıfatıyla “Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini” temsil edecekti, Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetecekti!

Bunun yerine, Anayasa yürürlükteyken parlamenter sistemi “bekleme odası”na aldığını ilân etti! Zaten başbakanlığı döneminde de orduya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne kumpas kurulmasına yol vermiş, milletin birliğini esas almak yerine Türk kimliği ile mücadele etmişti.

* * *

Erdoğan, “sorumlu bir davranış” dedi ya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, çözüm süreci politikalarına uygun olarak AKP-HDP veya uluslararası destekli AKP-CHP-HDP koalisyonu olabileceğini, kendilerinin de ana muhalefet görevi üstlenebileceğini söyledi!

Bahçeli, “AKP ve HDP arasındaki örtülü iş birliğini kamufle etmek, gizlemek, koalisyon arayışlarıyla Türkiye’yi bir erken seçime mecbur bırakacak şekilde tehdit altına alarak bir dayatmaya başka partileri katmak siyasi ahlaksızlıktır” diyerek sözlerini “Türkiye’yi AKP’nin azınlığına, birtakım çevrelerin senaryosuna mahkûm etmeye de kimsenin hakkı yoktur. En erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olsun” diye bitirdi.

Doğrusu bu sözler bana, idamın kaldırılması Meclis’e getirilmek istendiğinde, Bahçeli’nin “Biz, bu yasayı koalisyonu bozma sebebi saymayız, DSP ve ANAP yasayı Meclis’e getirir ve diğer partilerin de desteğiyle geçirir. MHP, yasaya ret oyu verecektir” tavrını hatırlattı.

Nitekim aynen söylediği gibi olmuştu.

Bahçeli, Abdullah Gül henüz Cumhurbaşkanı adayı gösterilmeden önce de, “MHP, Meclis’e girerek Cumhurbaşkanlığı seçimi için yeter sayıyı tamamlayacaktır. Bu durumda Abdullah Gül aday olur ve üçüncü turda seçilir” demişti. Dediği gibi de olmuştu!

AKP iktidarının yolunu açan 2002 seçimleri için de 3 Kasım tarihini Bursa’nın bir yaylasından Devlet Bahçeli açıklamıştı.

Şimdi PKK’nın AKP ile birlikte hükümet ortağı olması, Türkiye’ye nasıl bir fayda getirir; bunu anlayan varsa bana da izah etsin lütfen! Selahattin Demirtaş, böyle bir koalisyona içeriden veya dışarıdan katılmayacağını açıklıyor ama kararı kendisi vermiyor ki!

* * *

HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da aldığı sonuç, alan hâkimiyetinin tamamen PKK’ya bırakılmasının eseridir. AKP’nin bölgedeki adaylarının da HDP adaylarından bir farkı yoktu ama Türkiye’nin doğusunu tamamen kapatan PKK’nın, yer yer kantonlar ilan ettiği de göz önüne alınırsa, fiilen özerkliği kurduğu ve Türkiye’nin Türk Dünyası ile bağlantısını keseceği yorumları geliyor!

AKP-HDP koalisyonuna da yol verilirse, Türkiye’nin birliğini korumak mümkün olabilir mi? Bu durumda devletin başına kim gelmiş olacak?

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,81 M - Bugn : 18032

ulkucudunya@ulkucudunya.com