« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Ağu

2007

Bitmesi gereken seçim efsanesi

Can ATAKLI 07 Ağustos 2007

Hemen yazının başında söylemek istiyorum. Bir özdeyişimiz vardır “Yenilen pehlivan güreşe doymaz” denir. İşte şimdi yazacağım konu da böyle bir şey.

Ama yazılması da gerek, çünkü o kadar çok kişi konuşmaya başladı ki, bunun bir şekilde sona erdirilmesi de gerek.

Konumuz son seçimlerle ilgili birçok kişinin kafasında şüphe yaratan bir seçim efsanesi. Şimdi seçim gecesine dönelim; saatler henüz 20.00’yi gösterirken Türk halkı AKP’nin yüzde 45’in üzerinde oy alacağını artık anlamıştı. Hatta 22.00 sıralarında bu oranın yüzde 90’ı bulduğu gören pekçok kişi belki televizyon izlemeyi bile bırakmıştı.

İlk telefonlar geliyor

İşte tam bu saatlerde gazete ve televizyonlara telefon eden bazı kişiler şu soruyu soruyordu “Sayım nasıl oldu da bu kadar çabuk bitti?” Örneğin böyle bir telefon bana da tesadüf etti. İzleyiciyi hiç yapmadığım biçimde adeta azarlayarak “Artık bunda da mı bir bahane arıyorsunuz” dedim. Belli ki bu izleyici AKP’ye oy vermemişti ve sonucun şokunu yaşıyordu.

Benzer sorular ertesi gün de devam etti. Çünkü milyonlarca insanın anlamadığı bir şey vardı; AKP nasıl olup da bu kadar çok oy almıştı. Aşağı yukarı herkes seçimlerden AKP’nin birinci parti olarak çıkacağına inanmıştı. İnanmasına inanmıştı ama bu birinciliğin yüzde 46 ile olacağını kimse düşünmüyordu.

“Benim sandığım iyiydi”

Seçimden sonraki gün gazete ve televizyonlardan sonuçları değerlendiren seçmenlerin bazıları arkadaşlarıyla konuşurken hayretlerini şöyle dile getiriyordu: “İnanamıyorum. Benim oy kullandığım sandıkta oylar başa baştı. Birkaç sandığa daha baktım, onlarda da öyleydi. Ama diğer sandıkları öğrenince şoke oldum.”

Bunun üzerine şöyle bir “seçim efsanesi” yayıldı: “Sandıkların başını AKP’liler doldurmuştu. Sandıklarda hile yapıldı.” Ancak daha ilk gün bunun mantıksız olduğu da kabul edildi. Çünkü bütün sandıkların başında AKP’liler olsa da, tüm Türkiye çapında sandık hilesi yapılması, hele oyların bu kadar birbiriyle uyumlu dağıtılmış olması hiç de akıl karı değildi. Hile kaç sandıkta olabilir ki? 150 bin sandıkta da oylar farklı sayılamazdı ya.

Konda araştırması

Bütün sandıklarda aynı biçimde hile yapılamayacağı düşüncesi bu kez başka bir “seçim efsanesine” dönüştü. “Hile sandıkta değil, sonuçlar aktarılırken bilgisayarda yapıldı.”

Bundan şüphesi olan bir akademisyenin bazı meslektaşlarına şunu anlattığını öğrendim: “Konda’nın araştırması ile seçim sonuçları neredeyse birebir aynı. Ama ilginç olan aynı kuruluşun eylül ayında yaptığı araştırmada da aynı sonuç çıkıyor. Şimdi düşünün, geçen 10 ayda neler yaşadık. Demek ki hiçbir partinin oyu bu gelişmelerle yüzde bir oranında bile değişmemiş, bu garip değil mi?”

Sonucu garip bulan akademisyen “Bana göre uluslar arası bir dizayn yapıldı. Türkiye bilgisayarlı sistemi ilk kez kullandı. Sonuçlar bilgisayarla geçilirken, başka bir program tarafından bozuldu ve her sandık sonucu daha önce planlanan biçimde değiştirildi” demişti arkadaşlarına.

Sonuç yolda değişir mi?

8-10 yıl önce olsa bilgisayarla neler yapılabileceğini belki hayal etmeyenler bile bugün sistemin Hacker’lar tarafından kullanılabileceğini en azından teorik olarak biliyor.

Konuyu bilgisayar uzmanlarına soranlar şu ilginç cevabı almaya başladı: “Evet, sonuç bilgileri merkeze giderken yolda başka bir program tarafından tamamen değiştirilebilir.”

Yüksek Seçim Kurulu şöyle bir yöntem izlemişti sonuçları almak için: Sandıklar sayıldıktan sonra toplanıyor ve tutanaklar ilçe seçim kuruluna gönderiliyor. Buradaki görevliler sandık sonuçlarını önlerindeki bilgisayarların önceden programlanmış şablonlara işliyorlar ve bir düğmeye basarak bunu merkeze gönderiyorlar. Merkeze gelen sandık bilgileri o anda seçim bölgesi, il geneli ve Türkiye geneli olarak ana ekranda beliriyor. Bunu da medya alıp halka duyuruyor.

Hacker’lar konuşuyor

Şimdi gelelim en gizli ve korumalı bilgisayar programlarına bile girebilen Hacker’ların yani bir anlamda bilgisayar dahilerinin söylediklerine.

Onlara göre on line denilen sistemle sonuçlar merkeze gönderilirken buna müdahale edilebilir.

“Çok zor ve çok pahalı olur ama” diye bir Hacker’ın anlattıkları da ilginç. Diyor ki; Seçim sonuçlarını değiştirmek için önceden başka bir program yazılabilir. Herhangi bir yerden gönderilen bilgi bu program sayesinde istenildiği şekilde değiştirilebilir ve siz ana ekranda, il ve ilçelerde doğru olarak yazılmış sonuçları değil, değiştirilmiş sonuçları görebilirsiniz.

Ne dehşet verici bir “efsane” değil mi?

YSK doğruladı mı?

Tabii bu efsaneyi biraz da gülümseyerek kaleme alırken elbette Yüksek Seçim Kurulu’nun ne yaptığını da merak ediyorum. Normal koşullarda YSK il ve ilçelerden gelen bilgisayar sonuçlarını ana eknara aynen yansıtmış olabilir. Ama mutlaka yapılmış olduğuna inandığım başka bir şey daha var.

İlk gece bilgisayar sonuçlarını doğrudan ekrana vermiş olabilirler. Ancak hemen ertesi günden itibaren bölgelerden gelen ve elle yazılmış tüm tutanakların ana bilgisayardaki sonuçlarla karşılaştırılmıştır. Bu nedenle “bilgisayar hilesi” iddiası daha baştan çürümüş olur.

Nitekim YSK kesin sonuçları 10 gün sonra açıkladı. Herhalde bu sürede işte bu elle yazılmış tutanaklarla ana bilgisayar görüntüleri karşılaştırıldı.

Yine de açıklama olmalı

Ancak konuştuğum bazı akademisyenler “Yüksek Seçim Kurulu Türkiye’nin en yetkili organı. Söylediği her şey kanun gücünde. Seçimlerden sonra yapılan açıklamalar aslında tatmin edici değil. Çünkü örneğin yapılan açıklamalarda itirazların reddedildiği belirtildi. Kesin sonuç açıklandı, ama sistemin kontrol edilip edilmediği belirtilmedi” diyorlar.

Böyle bir efsanenin gerçekleşmesi herhalde mümkün değildir. Ama ağızlar da torba değil ki. İstediğiniz kadar “yenilen pehlivan güreşe doymaz” deyin, konuşan yine konuşacaktır.

Bu nedenle YSK’nın “tutanaklarla bilgisayar verilerinin karşılaştırıldığına” ilişkin daha doyurucu açıklama yapması zorunludur. Efsaneleri severiz biliyorsunuz. İnanmayı da. Çare bu seçim efsanesini hızla ve kesinlikle sona

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,76 M - Bugn : 5736

ulkucudunya@ulkucudunya.com