« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

09 Tem

2008

Fail tamam olay eksik

Enis BERBEROĞLU 09 Temmuz 2008

BİR ülke düşünün ki, üç açık bir de postmodern askeri darbe atlatmış.

Mağdurları yine aynı ülkede cumhurbaşkanı, başbakan, bakan seçilmiş.

Siyasete tövbe edeni işadamı, hákim, savcı, bürokrat, sanatçı, gazeteci olmuş.

Yaş kemale ermiş, onlara dede ve nine denilmiş.

Çoğu zulmü torunlarına anlatmaya kıyamamış.

Bu ülkede darbe veya darbeci sevilebilir mi?

Ama seviliyor, alkış tutuluyor, bağra basılıyor...

Mesleğinin tek güvencesi ifade özgürlüğü olan gazeteci darbe ister mi?

Tabii ki hayır... Ama gazetelerle darbe soruşturması eleştiriliyor.

Bu yaman çelişki neden diye merak mı ettiniz?

Aslında çok sebebi var ama biz birkaçını sayalım yeter.

* * *

1) Ergenekon-Susurluk farkı:

Dikkat ediyorum, Susurluk ilişkilerini aylarca ve hatta yıllarca mercek altında tutan birçok kalem (bendeniz dahil!) Ergenekon soruşturmasına mesafeli duruyor.

Gerçi kıymetli bir meslektaşım bu isteksizliği solculuğa bağlıyor...

Ama payı bulunsa da gözlük farkı tek başına yeterli izah sağlamıyor.

Bence Susurluk ve Ergenekon’u ayıran soruşturma tekniğidir.

Susurluk’ta seri cinayetler işlendi, bombalar atıldı, devletin istihbarat mekanizması adeta ikiye bölündü, resmi raporlar medyaya sızdı. Kamyon Mercedes’e çarptığında ilişki ağı sergilendi.

Susurluk faili meçhullerin sorumlularını yakalayıp adalete çıkartma sürecidir.

Ergenekon’da ise izlenimim, faillerin seçilip, suçlamaya uygun olaylar arandığıdır.

2) Eski davalara kulp aranıyor:

Medyadan takip edebildiğim kadarıyla Ergenekon soruşturması 33 erin PKK tarafından şehit edilmesi (1993), Gazi Mahallesi olayları (1995) ve Danıştay saldırısını (2006) kapsayacak kadar genişliyor, tarihi derinlik kazanıyor.

Yalnız bu olaylarla ilgili davaların görülüp hüküm ve cezanın kesinleştiği de unutulmamalı.

Eğer bu davalarla ilgili yeni belge ve bilgiye ulaşıldıysa, yeniden yargılamada sakınca yok.

Ama mesele iddia boyutunu aşamıyorsa adaleti geciktirmeyi anlamak mümkün değil.

Ergenekon soruşturması sırasında görülen ve karara bağlanan Danıştay davası iyi bir örnek.

Mahkeme Ergenekon belgelerini dikkate almadan davayı bitirdi, cezayı verdi.

Elde mahkeme kararı ve hükümlü varken, aynı olayda farklı fail arama hevesi neden?

3) Darbe yöntemleri uygulanıyor:

Önce Van Rektörü Yücel Aşkın davasında Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı cezaevinde intihar etti. Ergenekon zanlısı Kuddusi Okkır’ın ömrü iddianameyi görmeye, neyle suçlandığını öğrenmeye yetmedi. Geriye tek bir soru miras kaldı: Biz bu soruşturmaları neden yapıyoruz? Darbeyi önlemek için, öyle mi? Peki o zaman neden darbe yöntemleri uygulanıyor?

4) İş kara mizaha dökülüyor:

30 yıla yaklaşan meslek hayatım bana öğretti ki, çok abartılan bir mesele kara mizaha dökülürse ciddiyetini yitirir. 12 Mart’ın en karanlık günlerini, duvardaki posteri "Altıncı Lenin" (VI. Lenin) sanan polisi, Karl Marx’a nur yüzlü, ak sakallı dede diye saygı gösteren jandarmayı tiye alarak atlattık. Mustafa Balbay’ın gözaltı anıları bu şehir efsanelerine fark atıyor. Aman dikkat!

Halim Kaya

26 Kas 2024

Süleyman Eryiğit’in yazdıklarından daha önce hiçbir yazısını okumadım. Mümtaz Turhan, Sabri F. Ülgener, Ömer Lütfü Barkan, Mehmet Genç gibi hocaları okuyup Osmanlının geri kalışının sebepleriyle ilgilenmeye başladığımdan ve özellikle de Mehmet Genç’in iki ciltlik “Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi” adlı kitabını okuduktan sonra “Osmanlı ve Kapitalizm” konusu daha dikkatimi çekmeye başladı.

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

26 Kas 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

28 Eki 2024

M. Metin KAPLAN

12 Eyl 2024

Nurullah KAPLAN

12 Eyl 2024

Hüdai KUŞ

22 Tem 2024

Orkun Özeller

03 Haz 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Ziyaret -> Toplam : 129,27 M - Bugn : 25923

ulkucudunya@ulkucudunya.com