« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

Nurullah KAPLAN

30 Kas

2015

ELMA BAHÇESİ

30 Kasım 2015

Matbuat Yayınevi genç bir kuruluş… Yayıncılık hayatının ikinci senesinde ve bu kısa süreye kırk kadar kitap sığdırmış… Bu kitaplar arasında rahmetli Servet Somuncuoğlu’nun kitapları da var, ve o kitaplar sayesinde Matbuat’ı tanımış olduk. Sosyal medyanın başını alıp gittiği şu dönemde yayıncılık ticari saikle yapılacak bir iş değil; kalplerini, akıllarının önüne koyarak işe soyundukları belli.. Allah yardımcıları olsun!..
Matbuat, yayıncılığa Servet Somuncuoğlu’nun Gallemit adlı kitabını yeniden ve yenileyerek basarak başlamış. Gezi olayları esnasında hayatını kaybedenlerden Ethem Sarısülük’ün babası Muzaffer Sarısülük, nâm-ı diğer “Ulu Kam” kitabın konusu idi. Merhum ilk baskısı üzerinde yeniden çalışma fırsatı bulamamış ve bu işi aziz / dostu Yusuf Yılmaz Araç’a havale etmiş.
Aziz / dost kendisine havale edilen işi vazife bilip, üstlendiği editörlüğü bihakkın ifa ederek kitabın yenilenmiş haliyle basılmasına emek vermişti. Gallemit’in basımından sonra, senin ki ne zaman çıkacak sorularını tevazu ile geçiştiren kıymetli dostumuz YUSUF YILMAZ ARAÇ’ın ilk kitabı ELMA BAHÇESİ de okuyucusuna merhaba dedi.
Elma Bahçesi, hikâye tadında anlatılan bir anı kitabı. İnsanların kısm-ı azamı hatıralarını anmakla mesud olur. Pek çok kişi geçmişi özlemle yâd eder. Cennetten kovulan ademoğlunun yeryüzündeki hayatı boyunca asli vatanına duyduğu özlem, fıtratının bir parçası olmalı ki, hemen hemen her insan geçmişe özlem duyar. Özlenen anların beliğ bir lisanla, yahut kıvrak bir kalemle ifade edilmesi ise hatıranın tadına ayrı bir güzellik katar… Aynen Elma Bahçesi’nde olduğu gibi.
Hatıraların en çok yâd edileni yatılı okullarda, askerlikde ya da teşkilatlarda yaşananlar değil midir? Elma Bahçesi de Arifiye Öğretmen Okulu ile başlayıp, Yurtoğluyla, Ocak ile devam etmiş. Lokum ve ayran ikramıyla yapılan Ocak açılışı.. hem de Başbuğ Türkeş’e!.. Renault fabrikasının önünden tepedeki özel tip cezaevine tırmanış… Mollaarap’daki il jandarma komutanlığı… Yurtoğlunun ikinci katında gazeteler üzerine serili yer sofrası… Yolu Bursa teşkilatından geçenlerin müşterek hatıralarındandır.
Bu anı-hikâye kitabı, uydurukça-yaşayan Türkçe savaşının hatıralarını yaşatan bir savaşçının izlerini de taşıyor. Kullanılan kelimeler arasında uydurukça kelimelere hiç yer verilmemiş; unutulmaya yüz tutmuş, artık pek duymadığımız, okurken karşılaşmadığımız bazı kelimeler itinayla serpiştirilmiş.. yeniden can bulsunlar, ölüp gitmesinler diye... Dil şuurunu ıskalayanlara, Türkçeyi hafife alanlara, Türkçeyi yaşatma savaşını terk eden kaçkınlara inat...
Kitabı haz alarak okudum, bitirinceye kadar bırakmadan… Sadece bir dostumun kaleminden çıktığı için değil; az buçuk okuyan birisi olarak, sade ama zengin kelimelerle, akıcı üslûpla, tertemiz Türkçe ile yazılmış bir kitabın kıymetini anlayabildiğim için.
Bu işin mutluluk veren kısmı kadar üzücü kısmı da var tabiî ki… Bizim cenahta kitap basımı şahsi gayretle, zâti imkânlarla mümkündür ancak. Yazımı ve basımı bu yoldan halledilir. Ya bundan sonrası?.. Okuyucu nasıl haberdar edilecek, okuyucunun eline nasıl ulaştırılacak? Tanıtım, pazarlama, dağıtım kanallarına sahip değiliz; o zemini tamamen kaybettik. Gazete, dergi, televizyon desteği olmadan bir kitabın okuyucuyla buluşması, kitapçı raflarında yer bulması mümkün olabilir mi?..
Okumaya tahammül edemeyeceğiniz abuk sabuk kitapların televizyonlarda yapılan tanıtımını, gazete köşelerinde köpürtülmesini, alışveriş merkezlerindeki kitapevlerinin çok satılanlar standlarında sergilenişini görünce Elma Bahçesi’ne sevinmeli miyiz, üzülmeli mi karar vermek zor!
Genel başkan adaylıklarının ve genel kongre çağrılarının peş peşe geldiği şu günlerde yazılıp, çizilen tek şey genel başkan değişikliği. Kitapsız, fikirsiz şu halimizle ilgili ne tek söz, ne tek satır var. Fikre itibar yok, ilme hürmet yok, sanata iltifat yok! Varsa yoksa politika! Bu toz duman içerisinde bazen Elma Bahçesi gibi ışıklar yanıp sönüyor!

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,81 M - Bugn : 10618

ulkucudunya@ulkucudunya.com