« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

İsmail GÖKTÜRK

20 Haz

2016

ÜÇÜNCÜ FETRET DÖNEMİNDE “DİNAMİTLENEN NESİL EMNİYETİ”

20 Haziran 2016

Türkiye'nin ahlakını, erdemini, iffetini, ar'ını, namusunu, edep ve hayasını, nesep ve nesil emniyetini bozma, yerle yeksan etme, dinamitleme ve köküne kibrit suyu dökme noktasında çok güçlü bir biçimde yemin etmiş olan şeytanın askerleri bir avuç Yeminli Türkiye Düşmanları televizyon dizi ve yarışma programları ile hedeflerini tam 12 den vurmuş, vurmaya ve bu yönde nokta atışlarına da kararlı bir biçimde devam etmektedirler.
Bu bağlamda sireten insan görünümlü iki ayaklı bir hayvan, bir televizyon kanalında "Ben Bilmem Eşim Bilir" diye bir yarışma programı! düzenliyor ve sunuculuğunu yapıyor.
Bu yarışma programının birinin formatı, "eşiniz 60 saniyede kaç kez tepinebilir" idi. Yarışmaya yönelik olarak erkek eş, eşinin 60 saniye içerisinde ayak tabanlı sensörlü küçük bir platform da kaç kez tepineceğinin rakamsal tahminini yapıyor.
Erkek eşlerden biri, kendi eşi için 150 kez tepinir, diğeri 180 kez bir başkası ise eşim 200 kez tepinir tahminin de bulunuyor. Sonra yarışma için birinci aday eş, ayak tabanları ile örtüşen küçük bir platform üzerine çıkıyor ve 1 dakikalık bir süre için başlıyor beygir gibi tepinmeye.
Bayan yarışmacı eş platform üzerinde nefes nefese beygir gibi tepinirken, akıl fukarası erkek eş de karısının ya da kocasının daha fazla beygirleşerek tepinmesi için ona gaz veriyor ve haydi aşkım, haydi hayatım, haydi sevgilim şeklinde Türkçe'ye yüz defa, bin defa tecavüz edip, katlederek sözüm ona eşini motive ediyordu..!
Foseptik çukurundan daha iğrenç bu yarışma programının bir bölümünde...
programa katılan dansöz'e, yarışmaya katılan kadınların eşleri tarafından 90 saniye içerisinde kaç adet para takabileceğinin tahmini istenmiş ve erkek yarışmacılar ringe sırayla çıkarak, dans eden ve ringde kaçmaya çalışan dansözün göğüslerine, kalçalarına, sırtına ve daha mahrem yerlerine cezbe halinde para yapıştırmaya çalışıyorlar.
Yarışmanın bir başka bölümünde ise bayalığın ve müptezelliğin de fevkinde görüntülere tanık olunmuş, eşini gaza getirmek isteyen genç kadın “Beni başkasıyla hayal et”... "Beni başkasıyla hayal et, hadi aşkım"... “Beni başkasıyla hayal et” şeklinde yarışmacı kocasına tezahürat da bulunarak amigoluk yapıyordu..!
Bu gün güzel ülkemizin can, mal, akıl, nesil ve din emniyeti yani toplumun en temel, en yaşamsal dinamikleri, Yeminli Türkiye Düşmanları tarafından yapılan nokta operasyonları sonucu derin bir tehdit altındadır.
Nesil Emniyetinin ortadan kaldırılmasına yönelik en büyük tehdit televizyon kanallarının tamamına yakınını ellerinde bulunduran ar damarı çatlamış, her şeyi para ya da madde ile ölçüp biçen, şehvetlerinin esiri sapkın azgın bir güruhtan gelmektedir.
Bu paraya, maddeye, dünyaya ve şehvete tapan sapkın güruhun ideal ve amaçları!.. bu milletin tamamını kendilerine benzetmektir. Bu nokta da acayip garaip olan ise devletin televizyonu TRT' nin de bu televizyonlara nazire yaparcasına bu reyting canavarının değirmenine su taşıyor olmasıdır!
Milletin, "Nesil Emniyeti"ni ve "Aile Yapısı"nı bozmak için; Muhteşem Yüzyıl, Aşk-ı Memnu, Yaprak Dökümü, Öyle Bir Geçer Zaman ki, Ezel, Kuzey Güney, İffet, Uçurum, Paramparça, Kurtlar Vadisi ve daha pek çok dizilerde şiddet, tecavüz, gayri meşru beraberliklere meşruiyet kazandırılmaktadır.
Aile içi iğrenç, sapkın ilişkiler ve pornografi sınırlarını zorlayan envai türlü çarpıklıklar 36 kısım, tekmili birden, renkli Türkçe, sinemaskop olarak ful-time yayınlanmaktadır! Bu diziler ve yarışma programları 7 gün 24 saat zihinlere ilmik ilmik enjekte edilmekte modernlik, özgürlük ve çağdaşlık adı altında hastalıklı kafalar tarafından normalize edilmektedir.
Bu operasyonlar da… “Türkiye Laboratuar, Türk Milleti Denek” olarak kullanılmaktadır.
Bu noktada toplumun tercih ve yaşantısına, istek ve taleplerine baktığımızda plan, strateji ve hedefleri önceden tasarlanarak uygulamaya konulan bu operasyonun ne yazık ki başarıyla sürdürüldüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz!
Bu derin operasyonlar öncelikli olarak Türk Aile yapısını kendisine hedef olarak seçmiş ve nokta atışlarıyla da bu kutsal, muazzez, mübeccel, müzeyyen yapıyı derin bir biçimde çürütmüştür.
Böylelikle Şeytan ve şürekası, içimizdeki kudurmuş köpek olan nefs-i emmare'miz, şeytanlaşmış insan ve hempaları, Türkiye'nin tamamını cehennemde ki gayya kuyularının potansiyel sakinleri konumuna taşıyarak an itibariyle insanları fevc fevc cehennem - i zümeraya sürüklemektedirler.
Bu Millet... 1402 - 1413 yılları arasında ki, Birinci Fetret Dönemini 1413 de... I.Mehmet Han (Çelebi Mehmet) ile aştı. 1919-1922 yılları arasında vatanın yedi düvel ve emperyalistler tarafından işgali ile fiili olarak tecessüm eden İkinci Fetret Devrini de Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ve milletin arşa yükselen azmi ile Türk İstiklâl Harbi olarak da bilinen Türk Kurtuluş Savaşı ile aştı ve bunu Lozan ile taçlandırdı.
Türkiye Cumhuriyeti bugün tarihinin Üçüncü Fetret Dönemini yaşamaktadır. Bu üçüncü tehlike, birinci ve ikinci dönemlerden daha sofistike, daha derinlikli, daha projelendirilmiştir.
Bu derinlikli projenin ilk ayağında… “Türkiye Laboratuar Türk Milleti Denek” olarak kullanılmakta başta televizyon dizi, yarışma ve enva –i türlü projelendirilmiş programlarla Türk Milleti… kendi vatanından, milli aidiyetlerinden, dininden ve bayrağından utanır hale getirilmeye çalışılmaktadır.
Bu nokta da… bütün kutsallar, bütün değerler ve bütün erdemler değersizleştirilerek, itibarsızlaştırılmıştır.
Birinci Fetret Döneminde, kendi bünyesinden I. Mehmet Han'ı (Çelebi Mehmet), İkinci Fetret döneminde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve arkadaşlarını çıkartan bu millet kendi bağrından, kendi sinesinden her zaman ve her daim, her şart ve konum da yeni Mehmetlerini yeni Mustafa Kemallerini çıkartmaya muktedirdir.
Şanı pek yüce olan, her şeye ve her kese söz geçiren, la yüs’el ve kadir – i mutlak olan, yerlerin ve göklerin ve bu ikisi arasındakilerin tamamının, iki doğunun ve iki batının eşsiz sahibi olan Mevla Teala hazretlerine hamdederim. O'nun şanı ne yücedir.
Ey Allah’ım bizleri… dininden, kitabından, bayrağından, kendi vatanından ve milletinden, milli aidiyetlerinden utanır hale getirme, bizi sapmışların ve istikametlerini kaybetmişlerin yoluna değil, senin dosdoğru yolun olan sırat -ı müstakim ve şehadetler yolunun, Muhammedi, ebrar ve yakınlaştırılan mukarrebun kullarından eyle Allah’ım. Amin... Amin... Amin…

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,99 M - Bugn : 15048

ulkucudunya@ulkucudunya.com