« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

HARBİDEN

      Efendi BARUTCU

29 Nis

2016

BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR

29 Nisan 2016

Efendi BARUTCU

Türk Ocakları yeni bir yüzyıla dört yıl önce yelken açmış, yeni bir asrı selamlamıştı. Bu günlerde kuruluşunun 104. yılını idrak etmektedir. 30 Nisan 2016 tarihinde de 44. Büyük Kurultayını gerçekleştirecektir. Kutlu olsun.
Her vesileyle geçtiğimiz yüzyılın muhasebesini yeniden yapmak zarureti vardır.
Bilindiği üzere Türk Ocağı, Osmanlı Türk Devleti’nin emperyalist batılı güçlerce ve devletin bazı unsurlarının ayrılıkçı kanlı anarşileri sebebiyle dağılma sürecine girdiği bir dönemde askerî tıbbiye öğrencilerinin çağrısı üzerine bir avuç milliyetçi Türk aydını tarafından kurulmuştu.
Türk Ocakları kurulduğunda arka arkaya gelen savaşlar ve utanç verici Balkan mağlubiyetinin ıstırapları yaşanıyordu.
Türk milletinin imparatorluğun kurucu unsuru olduğuna inanan aydınlarımız, fikir adamlarımız, Türk Ocakları’nı kurarak her türlü ayrıştırıcı, bölücü akımlara karşı bütünleştirici bir çaba içerisine girmeye gayret ettiler.
“Türk Ocakları’nın kurucuları ve Osmanlının son dönem aydınları inanmışlıkları ve inançları uğruna rahatlarını, hatta hayatlarını heba edişleriyle gerçek ülkücülerdir.
Eğer bir nesil, bir imparatorluğu kurtarmaya yetseydi o mübarek nesil birden fazlasını omuzlayabilirdi.
Ama tarihin kanunu bu değildir… Ve onlar sönen bir meşalenin son alevleriydiler… Buna rağmen o kadar parlak ve coşkun, tarihin içinden aktılar.
Yürekleri büyük insanlardı. Hayalleri kadar fedakârlıkları da gerçekleri aşıyordu. İşte cumhuriyet, işte Türkistan milli mücadeleleri, işte Teşkilat-ı Mahsusa ve sayısız, isimsiz kahramanlar… Çanakkale’den Galiçya’ya, Medine’den Kudüs’e, Sakarya’dan Tanrı Dağlarına kadar her yere koştular. Yemen’de kırıldılar, Sarıkamış’ta dondular, Irak cephesinde tifodan, tifüsten öldüler ve hep dimdik yürüdüler.
Onların bize bıraktığı Cumhuriyet kadar değerli olan miras; bu tavır, bu üsluptur. Onlar bir hilal uğruna batan güneşlerdi, bizim dedelerimizdi.”
Ecdadımızı ve bütün şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Onların gayretleri ve destanî mücadeleleriyle, onların öncülüğünde Çanakkale destanı yazıldı, Cumhuriyet’e vücut verildi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin fikrî ve felsefi temelleri Türk Ocağı zemininde hazırlanmıştır. Bu sebeple millî devletimizin bekasına imkân veren Cumhuriyetimizin kurulması kararının merkezi olmanın gurur ve şerefini bütün Türk Ocaklılar taşırlar
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün çok şükür ki Osmanlının son döneminde olduğu gibi çaresizlik içinde çırpınan, takatten düşmüş, yarını belirsiz bir devlet değildir.
Yine Batılı emperyalist güçlerin ve yerli işbirlikçilerinin tehdit ve ihanetleriyle karşı karşıyayız. Bu sebeple de işimiz yine kolay değildir.
Allah’ın izniyle bu badirenin de üstesinden geleceğiz. Bunun için de dün millî mücadeleye katılan bütün tarafları bugün yeniden tek çatı altında nasıl bir vücut haline getirebiliriz, bunun arayışı içinde olmalıyız.
Bugün, milli mücadele ruhuna daha çok ihtiyacımız vardır. Türk Ocakları 104 yıllık bir hizmet çınarı olarak, kurucu atalarının o farklı etnik unsurlara rağmen “Biz hep birlikte Türk Milletiyiz” anlayışı içerisinde “Türklükte birliğe” inandıkları gün gibi, bugün de toplumun her kesimini bu çatı altında yeniden birleştirmek zorundadır.
2016 Türkiyesinde bölücü ihanet şebekeleri ülkemizde yıllardır uygulanan “açılım”, “çözüm” vs. gibi gaflet ve dalalet ürünü politikalardan aldıkları cesaretle şehirlerimizi kan deryasına döndürüyor.
Her gün gencecik aslanlarımızın al bayrağa sarılı şehit cenazeleri yurdumuzun dört bir yanında yüreklerimizi dağlıyor olsa bile, Türk milletinin bağrından çıkmış Türk silahlı kuvvetleri başta olmak üzere emniyet güçlerinden korucusuna kadar bütün güvenlik birimlerimiz bu bölücü ihanetin başını, dün olduğu gibi, bugün de ezecek güçtedir. Yeter ki siyasi şarlatanlar ve siyaset bezirgânları gölge etmesinler.
Aziz şehitlerimize rahmet dilerken kahramanlarımıza minnet ve şükran doluyuz.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türk milliyetçileri olarak bizler; Türk milletinin bütün meselelerine çözümler üretmek, aziz milletimize yeni ufuklar çizmek zorundayız.
Ülkemizde hukukun üstünlüğünün gerçekleşmesinin ve üreten, yeni Sanayi Devrimini yakalayan, kalkınmış, itibarlı bir millet ve devlet olmanın yolu; imanlı, vatansever, bilgili ve şahsiyetli kanaat önderleri, tarih şuuruna sahip siyaset ve devlet adamları ile birinci sınıf ilim adamları yetiştirmekten geçmektedir.
Tarihimizle, milletimizin iman ve ruh kökleriyle, kültür ve medeniyetimizle barışık olmanın, kısacası “Türk olmanın” anlamını idrak edersek bütün bu meselelerin üstesinden geleceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Türk milletinin tarihi yürüyüşünün devam etmesi, kafalardaki ve zihinlerdeki demir dağların eritilip yeni bir ‘‘Ergenekon’dan çıkış mucizesi’’nin gerçekleşmesi, Türk Milliyetçilerinin yeni “Kızıl Elma”sı olarak “yeni bir iman ve aşk medeniyetinin inşası” ve Türk Dünyasında “dilde, fikirde, işte birlik” ülküsünün hayata geçirilmesi birinci hedefimiz olmalıdır.
“Türkiye’nin geleceği, öncelikle yüksek bir özgüven duygusuna sahip olmamıza bağlıdır. Bizler bütün zorluklar karşısında güçlü kimliğimize, kültür birikimimize, tarihî derinliğimize, medeniyet ve imparatorluk kurucu tecrübemize güvenerek tarihte tekrar güçlü bir şekilde özne olacağımızın inancını taşımalıyız.
Zorluklarla karşılaşabiliriz. Bir neslin zorluklarını bir başka nesil başka şartlarda aşabilir ama hiçbir zaman biz tarihin edilgen unsuru olmadık, olmayacağız.”
Bugün Allah’tan ve millet iradesinden başka güç tanımayan, hiçbir tesir altında kalmayacak bir milliyetçi aydın hareketine ihtiyaç olduğu ortadadır.
Türk Ocakları, her zaman olduğu gibi 21. asrın Türk ve İslam dünyasında millî ve manevi istikamet sahibi ülkücü-milliyetçi düşüncenin nasıl çok daha tesirli ve itibarlı bir iman, amel ve fikir hareketi haline getirilebileceğinin imkânlarını bulmaya çalışmalıdır.
Türk Ocakları tıpkı geçen yüzyılda olduğu gibi yeni bir tarihî hamleyi gerçekleştirecek nesillerin yetiştirildiği bir mekân, bir millî mektep olabilir ve olmalıdır.
Türk Ocakları’nın 44. Büyük Kurultayının Türk Milliyetçiliği fikri için yeni bir hamlenin başlangıcı olmasını, camiamıza yeni bir çalışma azmi ve heyecanı kazandırmasını ve bütün cihana bu toprakların ebedi Türk vatanı olduğunun bir kere daha duyurulmasına vesile olmasını yürekten diliyoruz.
Bu konuda önce Allah’a sonra da Türk milletine ve Türk Milliyetçilerine güveniyoruz.
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Efendi BARUTCU
Not: Türk Ocakları’nın yüksek gayelerine hizmet edenlerden ebediyete intikal edenlere sonsuz rahmet, hayatta olanlara sağlık ve başarılar dileriz.

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 22524

ulkucudunya@ulkucudunya.com