ABD Başkanı Donald TRUMP, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu ilân etti!
ABD Başkanı, İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü tanıyan kararnameyi imzaladı. Ve yaptığı açıklamada, "Kudüs'ü resmen İsrail'in başkenti olarak tanıma zamanı gelmiştir. Dışişleri Bakanlığına, Tel Aviv'deki büyükelçiliğimizin Kudüs'e taşınması için hazırlıklara başlaması talimatını verdim" dedi.
Dünya’nın bütün siyasetçileri –Türkiye’dekiler de dâhil-; hemen Müslümanları tahrik etmek ve bu suretle rey, güç ve taraftar devşirmek için ABD’nin bu kararının lehinde yahut aleyhinde tiyatro oynamaya, rol yapmaya başladılar!
Dünya siyasetçilerinin hepsi mi gayri samimi? Siyasetçilerin kamuoyuyla paylaştıkları tepkilerin hepsi mi tiyatro/rol?
Elbette; herhalde ve şüphesiz!
Neden yahut niçin?
Suale cevabı maddeler halinde arz edeyim:
Bir. İsrail Parlamentosu KNESSET, 30 Temmuz 1980 tarihinde kabul ettiği “Kudüs Kanunu” ile Kudüs’ün İsrail’in ‘ebedî başkenti’ olduğunu ilân etti!
İki. BM Güvenlik Konseyi, 20 Ağustos 1980 tarihli 478 nolu kararı ile “Kudüs Yasası”nın ‘geçersiz’ olduğunu ilân etti.
Üç. İsrail, Güvenlik Konseyi’nin 478 nolu kararına rağmen, devlet kurumlarını aralıklarla Kudüs’e taşımaya devam etti… Bugün itibariyle; İsrail Parlamentosu Knesset, İsrail Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve birçok Bakanlık Kudüs’te bulunmaktadır.
Dört. ABD Kongresi, 23 Ekim 1995 tarihinde Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul eden bir karar aldı ve Hükümete, ABD Büyükelçiliğini en geç 31 Ekim 1999 tarihine kadar Kudüs’e taşıması için süre verdi.
Ancak… ABD Başkanları Bill CLİNTON, George W. BUSH ve Barack OBAMA bu kararı, başkanlık yetkilerine dayanarak görev süreleri içinde uygulamadılar.
Beş. Başkan Donald TRUMP ise Kongre’nin 1995 yılında aldığı o kararı şimdi uygulamaya koydu.
Eee… Benim bile bildiğim bu gerçekleri, dünya siyasetçileri bilmiyorlar mı? Mutlaka biliyorlar. O halde ne demeye tepki(!) gösteriyorlar? Her şey vakti zamanında olmuş, bitmiş. Samimi idiyseler tepkilerini o süreç içinde koymalıydılar:
Kudüs’ü ‘ebedî başkent’ ilân ettiği vakit gök kubbeyi İsrail’in başına yıkmalıydılar!
İsrail, BM Güvenlik Konsey Kararı’na rağmen devlet kurumlarını Kudüs’e taşımaya başladığında hep beraber ayağa fırlayıp, İsrail’e ekonomik ve siyasî ambargo uygulamalıydılar!
ABD Kongresi, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul eden kararı aldığında ABD ile olan bütün ilişkileri askıya almalıydılar!
Yaptılar mı bunları? Yapmadılar! Şimdi ne deseler, ne yapsalar boş… (Hoş bir şey dedikleri yahut bir şey yaptıkları yok ya). “Atı alan, Üsküdar’a geçti” çünkü. İşte ben bunun için ‘dünya siyasetçileri’ tiyatro oynuyorlar, rol yapıyorlar diyorum… Haksız mıyım?
Ne ise… Bir sual ile devam edeyim…
Daha evvelki ABD Başkanları Kongre’nin o kararını uygulamazken, Donald TRUMP şimdi niye uygulamaya koydu?
Bunun üç sebebi var:
1. Kararı uygulayacağını seçim vaadi olarak ilân etmişti. Yahudiler tarafından sıkıştırılınca vaadini yerine getirmek için uygulamaya sokmaya mecbur kaldı. (Küçük ihtimal).
2. ABD Başkanlık Seçimleri sırasında karışık-kuruşuk, kanunsuz ve hukuksuz bir sürü iş ve işlem yapmış/yaptırmış, Başkanlık Seçimi’ni böyle kazanmıştı… Bunlar şimdi bir bir ortaya döküldü, hakkında davalar açıldı. Mahkemeler sürüyor. (Hatta ‘Karar’ın arifesinde Temsilciler Meclisi'nde Başkanın azledilmesini öngören bir tasarı oylandı ve 58'e 364 oyla reddedildi, Trump kurtuldu.)
Başkanlık Seçimleri sırasında Donald TRUMP ve siyasî ekibinin yaptığı/yaptırdığı karışık-kuruşuk, kanunsuz ve hukuksuz iş ve işlemlerin belge ve bilgilerini MOSSAD’a toplatmış olan İsrail, bu belge ve bilgilere dayanarak şimdi “ya Kudüs, ya Başkanlık” diyerek TRUMP’a santaj yaptı. Başkanlıktan vazgeçemeyen Donald TRUMP, teslim olmak zorunda kaldı. Kudüs, böylece İsrail’e başkent oldu… (Büyük ihtimal).
3. Birinci ve ikinci ihtimalin ikisi birlikte, beraberce ve iç içe olarak. (En büyük ihtimal).
“Yahu, M. Metin KAPLAN saçmalama, ABD’ye kimse santaj yapamaz” diye düşünenler vardır… O arkadaşlarıma cevap veriyorum:
İsrail yapar, ABD’nin de gıkı çıkmaz/çıkamaz. Çünkü İSRAİL BİR YAHUDİ DEVLETİDİR, FAKAT YAHUDİLER Türkiye VE ABD’DE İSRAİL’DE OLDUKLARINDAN DAHA GÜÇLÜ VE ETKİNDİRLER. Nitekim sırf nükleer silâh üretmelerine karşı çıktığı için 22 Kasım 1963’de ABD Başkanı J. F Kennedy’i öldürdüğü/öldürttüğü bilindiği halde ABD’den tek ses bile yükselmedi/yükselemedi, İsrail’e karşı.
KISSADAN HİSSE: SİYASETÇİLER, BİLHASSA DEVLET İDARE EDEN SİYASETÇİLER; MELEKLER GİBİ GÜNÂHSIZ, EKSİKSİZ, AYIPSIZ, HATASIZ VE TERTEMİZ OLMAK ZORUNDADIRLAR. AKSİ HALDE İÇERDE SİYASÎ RAKİPLERİNİN, DIŞARIDA DA RAKİP DEVLETLERİN SANTAJLARINA BOYUN EĞMEK VE İSTEMEDİKLERİ ŞEYLERİ YAPMAK ZORUNDA KALIRLAR!
BÜTÜN SİYASETÇİLERE BİHASSA TÜRKİYE’DEKİLERE EHEMMİYETLE DUYURULUR!
M. Metin KAPLAN
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
