Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da, adı Başbakanlık Hizmet Binası ve fakat gerçek adı Ak Saray olan devasa bir bina yaptırmış… Helâl olsun!
Ak Saray, Atatürk’ün vasiyetine aykırı olduğu halde, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine inşa edilmiş… Helâl olsun!
Ak Saray, Ankara 5. İdare Mahkemesi kararına göre Türkiye Cumhuriyeti kanunları açısından ‘kaçak inşaat’ imiş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray, 450 bin metrekare civarındaymış… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’ın maliyeti 5 milyar lirayı aşıyormuş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’ın yer üstünde 1150 küsur odası bulunuyor… Yeraltındakilerin sayısı ise bilinmiyormuş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’daki perdeler özel üretim imiş, klozetler ise yurtdışından getirtilmiş... Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’a metre karesi 100 Avro olan 4 bin metrekare el dokuması halı serilmiş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’daki altın varaklı bir kadeh/bardağın tanesi bin liraymış… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’ın sadece peyzajı için yüzde sekseni ithal olan ağaçlara milyarca lira harcanmış... Meselâ ana binanın terasında toplam maliyeti 2 milyon lira olan 150 ağaç bulunuyormuş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’ın yalnızca aylık aydınlatma masrafı 700 bin liraymış… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’a yapılan 81 asansörün sırf aylık bakım ücreti 18 bin lirayı buluyormuş… Helâl olsun!
Kaç-Ak Saray’a 45 milyon liralık yol, 25 milyon liralık da katlı kavşak yapılmış… Helâl olsun!
“M. Metin Kaplan, kafayı yedin, herhalde… Millet, Kaç-Ak Saray için neredeyse birbirini gırtlaklayacak raddeye gelmiş; bir tarafta Recep Tayyip Erdoğan ile Hükümet diğer tarafta muhalefet partileri birbirlerine demediklerini bırakmıyorlar, sen ise ‘helâl olsun’ diyorsun:.. Ne iş?”
‘Olay’a, herkes haklı olarak kendi penceresinden bakıyor ve gördüklerine göre bir hüküm veriyor… Ben de kendi bakış açımdan gördüklerime dayanarak, bir hükme vardım ve helâl olsun diyorum… Normal değil mi? Bunda, şaşıracak ne var?
“Yahu nasıl şaşırmayalım? Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen çoğu kimseler bile mahçub ve ezik bir edâ ile ‘kem-küm; abime yakışır; üstelik mütevazı bişey; Selçuklu-Osmanlı sivil mimarlığı da yakışmış’tan başka bir lâf edemezlerken… Müzmin muhalif olan sen, açık ve net olarak ‘helâl olsun’ diyorsun… Merak ediyoruz, senin görüp de bizim göremediğimiz nedir? Söyle de öğrenelim.”
Arz edeyim…
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kaç-Ak Sarayı savunurken, aynen şöyle diyor: “İşte çatısı altında bulunduğumuz Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı. Neler neler söylediler. Varsın söylesinler. Biz büyük bir devlet olmanın gayreti içindeyiz. İstanbul’da bir Dolmabahçe Sarayımız, Topkapı Sarayımız var hâlâ onunla övünürüz. Bizden sonra gelen nesillere bizden öncekiler acaba ne bıraktılar diye sorduklarında bıraktığınız bir eseriniz var mı? Buna bakın. Acaba Türkiye Cumhuriyeti, nerede yönetildi diye sorulduğunda bu soruya bu saray cevap verecektir. Burası, Tayyip Erdoğan’ın sarayı değil. BURASI, TÜRK MİLLETİNİN SARAYIDIR VE BURASI, TÜRK MİLLETİNİN KENDİ İMKÂNLARIYLA İNŞA EDİLMİŞ BİR SARAYDIR. Burada sadece Cumhurbaşkanlığı görevlileri çalışacaktır ve millet burada ağırlanacaktır. Burada sizlerle bir araya gelebiliyoruz ama daha önce böyle bir imkânımız yoktu.”
Şimdi neden, helâl olsun dediğimi anladınız mı?
“Hayır, anlamadık.”
Yahu nasıl anlamazsınız? Türkiye’yi 12 yıldır bir şekilde yöneten Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu süre zarfında, ettiği milletvekilliği yeminleri hariç bir kere bile Türk milleti dememişken… Ve hep Ermeni mi, Rum mu, Yahudi mi, Gürcü mü ne ve kim olduğu belirsiz bir “millet” kelimesiyle durumu idare etmişken… Kaç-Ak Saray’ı savunurken olsa dahi iki defa hem de bir cümle içinde iki kere Türk milleti demek mecburiyetinde kalmıştır… Bu, az bir şey midir? Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Türk Milleti’ demesine vesile olan Saray için velevki Kaç-Ak olsun helâl olsun denmez de ne denir?
Kaç-Ak Saray, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a helâl olsun(!)
M. Metin KAPLAN
Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.
