« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

M. Metin KAPLAN

12 Haz

2007

RECEP TAYYİP’İN SİNİRLERİ BOZULMUŞ

12 Haziran 2007

AKP iktidar olduğunda, terör, Türkiye’de sıfır seviyesindeydi…Halbuki bugüne baktığımızda çok farklı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu, dost düşman herkes görüyor: Sadece son bir ay içinde 45 (kırk beş) şehit verdik… Hem de son şehitlerimizin biri Yarbay, biri de Binbaşı… Benim için, şehidin rütbesi hiçbir zaman önemli olmadı… Şehit şehittir; ister Genelkurmay Başkanı olsun, ister sıradan bir er, fark etmez… Ancak, Recep Tayyip’i destekleyen köşe yazarları, “Erler şehit olurken, subaylar nerede?” diye sordukları için, üzülerek ve utanarak, son şehitlerimizden ikisinin rütbelerini de belirtmek durumunda kaldım…

Türkiye, dört buçuk yılda, bu duruma nasıl geldi?

Bunun, elbette ki birçok sebebi var… Ancak, herhalde herkes kabul eder ki, bunun en mühim sebebi; terörle mücadele konusunda AKP iktidarı ile Recep Tayyip’in muktedir olamaması yahut olmak istememesidir!

Recep Tayyip ve AKP iktidarı, meseleyi “Kürt Sorunu” olarak gördüğü için, terörle mücadele konusunda yanlış bir tutum takınmışlar, bu da teröristlerle bölücü terör örgütü PKK’yı ‘sonuç almaya az kaldı’ düşüncesine getirdiğinden, cesaretlenmelerine ve Türkiye’ye pervasızca saldırmalarına yol açmıştır… Bunun yanına, bir de Recep Tayyip ile AKP iktidarının, Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla ‘kavgalı olmasını’ ilâve ederseniz, o zaman, ortaya vaziyet bundan başka türlü olamaz, neticesi çıkar!

En başta Genelkurmay Başkanı ile Kara Kuvvetleri Komutanı ve meseleyi müdrik tüm polis şefleri; “PKK bölücü terör örgütüyle etkin ve sonuç alıcı bir mücadele için, ‘Terörle Mücadele Kanunu’ mutlaka değiştirilmelidir” derken, AKP iktidarı ile Recep Tayyip, son günlere kadar ‘Terörle Mücadele Kanunu’nda gerekli değişiklikleri yapmazlarsa, sonuç bundan farklı olabilir mi?

Recep Tayyip ve AKP iktidarı, ‘Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapmak için, son karakol baskınının yapılmasına kadar niçin beklemiştir? Bunda, Recep Tayyip’in “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” yaklaşımının bir payı var mıdır? Var ise, ne kadardır? Bunu, benim bilmem mümkün değil… Bunu, sadece Recep Tayyip bilebilir.

Recep Tayyip ve AKP iktidarının, ‘Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklik yapmasında, 22 Temmuz da Türkiye’de yapılacak genel seçimler ile AKP’nin bu seçimlerde oy kaybetme korkusunun, bir payı var mıdır? Var ise, bunun hissesi ne kadardır? Bunu da ben bilemem… Bunu da yalnızca Recep Tayyip bilebilir… Ancak, bana, her iki durumun da bir payı varmış gibi görünüyor!

Ne ise, konumuz bu değil… Ben asıl mevzua döneyim.

Recep Tayyip, nihayet terör konusuna değinen bir konuşma yaptı… -Keşke, yapmasaydı da o sözleri işitmeseydik- Ve, çok önemli(!) şeyler söyledi: Meselâ, “Hiç kimse terörü seçim malzemesi yapmasın… Yapmamalı… Muhalefet, şehit cenazelerine katılmasın… Bu, bizim canımızı acıtıyor…” buyurdu.

Aman Allah’ım! Bu, nasıl bir kafa? Söylediklerinin doğru olduğuna inansa bile, böyle bir şeyi değil bir parti Genel Başkanı ve Başbakan, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı alenen nasıl söyler? Bu, nasıl bir zihniyet?

Terörü kim ya da kimler seçim malzemesi yapıyor? Recep Tayyip’in bu sözü dahi, terörü, tersinden seçim malzemesi olarak kullanmak sayılamaz mı?

Muhalefet partilerine mensup vatandaşlar, şehit cenazelerine niçin katılmayacaklar? Vatandaşların şehit cenazelerine katılmaları, Recep Tayyip’in canını acaba neden acıtıyor? Bu, normal mi? Normal olabilir mi?

Bu suallere ben cevap veremem, buna yetkim yok… Ben psikoloji yahut psikiyatri eğitimi almadım, çünkü… Bunlara, sadece ve yalnızca konularında yetkin psikologlarla psikiyatrlar cevap verebilir… Recep Tayyip’in bu ruh halini, ancak onlar tahlil edebilirler!

Tabii, Recep Tayyip’in durumunu anlamıyor değilim… Aksine çok iyi anlıyorum… Kendisi, şehit cenazelerine katılamıyor… Ancak her bir şehit cenazesinin vebâli o’nun omuzlarına yük olarak biniyor… Çünkü Hz. Ömer; “Bir kurt, Dicle kıyısında bir kuzuyu kapsa, bunun sorumluluğu benimdir” buyuruyor… Şehit cenazelerine, AKP’den katılanlar olursa da merasime katılan halk bunları yuhalıyor… Buna mukabil, şehit merasimine iştirak eden her rütbeden subaylar ise, alkışlanıyor… Böyle bir durum, o kişi Recep Tayyip bile olsa, bir insanın psikolojisini bozmaz mı?

Hain veya gafil aydınlar(!) tarafından “balık hafızalı”(!) denilerek küçümsenmeye çalışılan Türk milleti, yapılan ve yahut söylenen hiçbir şeyi unutmuyor… Vakti zamanı geldiğinde de “taşı gediğine koyuyor”… Nitekim geçen gün bir şehit cenazesine iştirak etme gafletinde bulunan ABDullah Gül’e, bunu, “Yan gelip yatmadı, can verip yattı” diyerek, bir kere daha gösterdi… Bu, Recep Tayyip’in sinirlerini bozmaz mı?

Ben, psikolog veya psikiyatr değilim ama, izniniz olursa, Recep Tayyip’e buradan bir tavsiyede bulunmak istiyorum: Sayın Recep Tayyip, ya irticalen konuşmayın, hep o kullandığınız prompetrı kullanın… Yahut tıbbî yardım alın… Meselâ, her gün bir prozac kullanın… Yoksa, bu gidişat hiç iyi değil! Bu yol…

Yazarın tüm yazılarını okumak için tıklayınız.

M. Metin KAPLAN

22 Nis 2024

15 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Halim Kaya

22 Nis 2024

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,95 M - Bugn : 12426

ulkucudunya@ulkucudunya.com