« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

19 Ara

2007

BAYRAM

Mehmet Akif ERSOY 19 Aralık 2007

Âfâk bütün hande, cihan başka cihandır;

Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!



Bayramda güler çehre-i mâ'sûm-i sabâvet,

Ümmîd çocuk sûret-i sâfında ıyandır



Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;

Her dîdede bir rûh demâdem cevelândır.



Âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd

Feyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.



Ferdâ-yı sükûn perveridir sâl-i cidâlin,

Nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.



Heycâ-yi maîşetteki feryâd-ı mehîbin

Dünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.



Subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?

Bak çehre-i gabrâya: Nasıl şen, ne civandır!



Her sînede bir kalb-i meserret darabanda,

Her kalbde bir âlem-i eşvâk nihandır.



Raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır,

Gûya ki bütün sadr-ı zemin pür-galeyandır.



Eşbahı da cûşân ediyor feyz-i mübîni,

Yâ Rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır!



Bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:

Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,



Iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi:

Mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.



* *

*



Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;

İkinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.



Dedim ki: "Fâtih'e çıksam yavaşça, bir yanda

Durup o âlemi seyreylesem de meydanda,



Ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... Hoş olur.

Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur. "



Bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık ben

Durur muyum? Ne gezer! Fırladım hemen evden.



Gelin de bayramı Fâtih'te seyredin, zirâ

Hayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,



Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan

Tutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,



Asırlar ölçüsü boy boy asâli nesle kadar,

Büyük küçük bütün efrâd-i belde, hepsi de var!



Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,

İçinde darbuka, teflerle zilli şakşaklar,



Biraz gidin; Kocaman bir çadır... Önünde bütün,

Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için



Nöbetle bekleşiyorlar. Acep içinde ne var?

"Caponya'dan gelen insan suratlı bir canavar!"



Geçin: sırayla çadırlar. Önünde her birinin.

Diyor: "Kuzum, girecek varsa durmasın girsin."



Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir îlân,

"Alın gözüm buna derler..." sadâsı her yandan.



Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:

Gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.



Terazilerden adam eksik olmuyor; birisi

İnince binmede artık onun da hemşerisi:



"Hak okka çünkü bu kantar... Frenk îcâdı gıram

Değil! Diremleri dörtyüz, hesapta şaşmaz adam."



- Muhallebim ne de kaymak!

- Şifalıdır macun!

- Simit mi istedin ağa?

- Yokmuş onluğun, dursun.



O başta: Kuşkunu kopmuş eğerli düldüller,

Bu başta: Paldimi düşmüş semerli bülbüller!



Baloncular, hacıyatmazlar, fırıldaklar,

Horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;



Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan

Önünde bir sürü çekçek, tepende çifte kolan



Öbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer...

Ferâğ-ı bâl ile birden geviş getirmedeler.



Koşan, gezen, oturan, mâniler düzüp çağıran.

Davullu zurnalı "dans" eyliyen, coşup bağıran,



Bu kâinât-ı sürûrun içinde gezdikçe,

Çocukların tarafındaydı en çok eğlence,



Güzelce süslenerek dest-i nâz-ı mâderle;

Birer çiçek gibi nevvâr olan bebeklerle



Gelirdi safha-i mevvâc-ı ıyde başka hayât...

Bütün sürûr u şetâretti gördüğüm harekât!



Onar parayla biraz sallandırdılar... Derken,

Dururdu "Yandı!" sadâsıyle türküler birden,



- Ayol, demin daha yanmıştı a! Herif sen de,

- Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.



"Deniz dalgasız olmaz

Gönül sevdasız olmaz

Yâri güzel olanın

Başı belâsız olmaz!

Haydindi mini mini maşallah

Kavuşuruz inşallah..."



Fakat bu levha-i handâna karşı, pek yaşlı,

Bir ihtiyar kadının koltuğunda gür kaşlı,



Uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.

Gelen geçen "Bu niçin ağlıyor?" deyip soruyor.



- Yetim ayol... Bana evlâd belâsıdır bu acı

Çocuk değil mi? 'Salıncak' diyor...

- Salıncakçı!



Kuzum, biraz da bu binsin... Ne var sevâbına say...

Yetim sevindirenin ömrü çok olur...

- Hay hay!



Hemen o kız da salıncakçının mürüvvetine

Katıldı ağlamıyan kızların şetâretine.

M. Metin KAPLAN

15 Nis 2024

14 Şubat 1977 M. Metin Kaplan’ın henüz yirmi üç yaşında Bursa’da üniversite öğrencisi iken, tutuklu bulunduğu sırada, arka sayfasını tamamen “Ülkü Ocakları Sayfası” adı altında ülkücü yazarlara tahsis eden milliyetçi bir gazetede, 6.

Yusuf Yılmaz ARAÇ

15 Nis 2024

Efendi BARUTCU

01 Nis 2024

Muharrem GÜNAY (SIDDIKOĞLU)

15 Mar 2024

Halim Kaya

11 Mar 2024

Nurullah KAPLAN

04 Mar 2024

Altan Çetin

28 Ara 2023

Hüdai KUŞ

19 Eki 2023

Ziyaret -> Toplam : 102,78 M - Bugn : 17492

ulkucudunya@ulkucudunya.com